6 Nisan 2007 Cuma

Steril Dünya




TV’de haber bültenini seyrediyordum, Karşıyaka Belediyesi çöp konteynırlarını yeraltına indirecekmiş, belediye başkanına mikrofon uzatmışlar, zat-ı muhterem aynen şunları dedi: “ Çöp koyteynırları yeraltına inecek, bilgisayarlı sistemle dışarıdan müdahale olmadan boşaltılabilecek, böylece halkımız çöp toplayıcıları ve sokak hayvanlarıyla karşılaşmayacak…” Özüne inmeden okuduğumuzda çöplerin gözümüzün önünden kalkacak olması kulağa hoş geliyor ama üzerinde biraz düşündüğümüzde gözümüzün önünden kalkmak istediğimiz daha başka şeyler var ortada: Başkalarının çöplerini toplayarak geçinen, “ıyyyy” kirli ve partal insanlar ve insanların artıklarıyla beslenmekten başka şansları olmayan “ıyyyy” sokak hayvanları.

Ötekileştirmek; kendi inandıklarını, değer yargılarını, bilgilerini baz alıp belki de kendi kimliğini oturtabilmek, toplum içinde çoğunluktan olup güvenliğini tehlikeye atmamak adına “öyle düşünmeyenleri, olmayanları, yaşamayanları” uzaklaştırmak, ötelemek. Bir anlamda insanın en harkulade ahlak mekanizması. Hepimizin yaftaları var en nihayetinde, sokakta yaşayanlar bizden değil, kendi değer yargılarımıza göre tuhaf(!) olanlar bizden değil, devletlere ve otoritelere göre diğer uluslar, ırklar ve azınlıklar bizden değil. Dışlamak en kolayı! Çöp mü topluyor, herkes bol miktarda çöp üretiyorken bunlar o çöplerden mi geçiniyor, dışla gitsin. Dünyayı pastörize etmek ne kadar kolay, pislik yuvası insanı, hayvanı, farklı olanları, kendinden aşağı gördüklerini, kısacası gözünün önünden kalkmasını istediğin herşeyi at kavanozun içine, 100 santigrat derece suyla kaynat, bas buharı! Ölsün mikroplar, yaşasın steril dünya!

Basit bir basın açıklamasının demek istediklerinin altında bana göre bunlar yatar. Bilgisayarlı çöp toplama araçlarından sonra işsiz kalacak çöpçüler de mevzu bahis edilebilir pekala. Çöpçülerin hanidir kendilerine “temizlik işçisi” sıfatını yakıştırması da bir anlamda kimilerinin küçümseyici, taraflaştırıcı bakışlarındandır belki de, kimbilir? Bir gün sokakta yürüyorum, herifin biri sokağı süpüren çöpçünün gözünün önünde elindeki şişeyi yere attı, beli bükülmüş “öteki” bunu neden yaptığını sorunca “işin değil mi toplamak, sen alırsın nasılsa diye attım.” deyiverdi. Kimilerinin çöpü kimilerine ekmek, aş ama gel gör ki kimilerine bu bile batar olmuş. Gel gör ki ekmeğini çöpten çıkarmak suç, yemeğini çöpten bulmak suç ama bolca tüketip çöp üretmek marifet olmuş. “Düttürü Dünya” olmuş “Oh Be Steril Dünya”, hadi hayırlısı...

Not: Baştaki şarkı Montreal Harikalar Diyarı'ndan gelen "The Dears" adlı gruba ait: "Who Are You, The Defenders of The Universe." No Cities Left albumünün 2. şarkısı ve "Lost In The Plot" ve "22: The Death Of All The Romance" ile birlikte loopa alınıp defalarca dinlenesi lokması. The Dears, Antony ile birlikte İstanbul Jazz Festivali'nde olacakmış ki bu da 2007'nin yalnızca meteolojik açıdan sıcak geçmeyeceğini, melankoli seviyemizin de ziyadesiyle kavurucu olacağını gösteriyor.


0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons