Kadıköy'den İstanbul'a ...

"İlk avare akşamlar..." diye devam eder ya şarkı, çok severim. Huzurlu akşam saatlerine gelene dek kelimenin tam manasıyla ayaklarıma kara sular inene kadar Kadıköy’den başlayıp Eminönü’nden Sultanahmet’e uzanan ve Harbiye’den devam edip Balıkpazarı’nda nihayete eren bir zorunlu gezi yaptım. Tezim için anket doldurtma amaçlı gibi gözüken bu gezi esnasında Tahtakale’de kolundan çekiştirile çekiştirile nişan alışverişi yaptırılan genç kızları, Kapalıçarşı esnafını, Sultanahmet kurtlarını, Taksim’in egzantrik ve kozmopolit ahalisini ve Pangaaltı’nın deli kadınlarını izlemekten geri durmadım. Kapalıçarşı’nın hemen girişinde çok lezzetli Boşnak böreği satan bir dükkan keşfettim, Eminönü’ndeki mısırcıları, turşu suyu satanları ve simitçileri fotoğraflayıp pek eğlenceli ama bir o kadar yorucu 2 gün geçirdim. Öğlen saatlerinde İstanbul’un kalabalığına rahmet okurken akşam saatlerinde ne kadar çok votka içersen karşındaki kadın güzelleşir misali o malum kalabalık sevimlileşmeye dahi başladı. Sonuç olarak "Geleneksel Yayıl Bir Meyhane Masasına ve Rakı Şişesinin Dibinde Börülce Ol Günleri” nin bilmem kaçıncı fasikülünü dün gece icra edip ruhumu huzura erdirdim.

İstanbul’da şimdi lale zamanı. Her yere ama her yere lale ekmişler. Her taraf sokak çiçekçileriyle, boğaz kıyıları az da olsa eflatun erguvanlarla dolu. İstanbul’un baharı başladı, İstanbul güzel geçecek bir yaza hazırlanıyor. İstanbul en flörtçü mevsimini yaşıyor, sarhoş olmak için rakıya lüzum olmayan zamanlar bunlar. İstanbul’un ses düzeni bozuk ama kendisi harkulade Alkazar sinemasında bir film oynuyor: “İstanbul Sevgilim.” Beyoğlu’nda bir ezgi yayılıyor: “Mazi Kalbimde Bir Yaradır.” Bir kız vapurda bir kitap okuyor: “İstanbul Hatıralar Kolonyası.” Bir başkası Boris Vian, bir başkası Ahmet Ümit, bir başkası sigarası elinde Orhan Veli'ye kaptırmış kendini…Hepsinin ortak noktası 20 dakikalığına bile olsa vapurda huzur bulabilmeleri...

Ek: Kalan Müzik'in bütün arşivini istiyorum! Arsızım ve bir o kadar da açgözlüyüm ama özellikle bu sayfadaki albümlerin hepsi bir gün benim olacak. Olmalı. Turist Ömer Uzayyolu'nda'nın VCD'sini arıyorum bir de, bulanların insaniyet namına...

Posted in: Fotoğraf, müzik