Fotoğraf:Şenaycığımın beğenmediği Ling
Efenim söylemesi ayıp gazete okuyorum, sıra Şenay Düdek'e geldi. Şenaycığımın öyle çok sıkı bir takipçisi değilim ama ben de bir faniyim en nihayetinde, boyalı basının çarpıcı manşetlerine kanıp haber okuduğum oluyor ve "Gerçek Kesit" programını çok seviyorum. Şenay Düdek'in yazısının başlığı "Emral Avşar Çok Öfkeli!" Tamam itiraf ediyorum, başlık çarpıcı falan değilmiş, benim bu sayfayı açacağım varmış meğer... Neyse, yazının bir yerinde Şenaycığım şöyle yazmış, aynen alıntılıyorum efenim: "Tamer Karadağlı ve Deniz Akkaya'nın da oynadığı Amerikan yapımı 'Ölümle Dans'ın yabancı oyuncuları da partideydi. Bai Ling ne arsız, ne şımarık bir kadın! Hiç de güzel değil. Fare gibi. Filmin diğer oyuncusu Michael Madson ise tam bir sünger! Adam ne içti, ne içti inanamazsınız! Zaten zavallı 100 kiloluk bir Hollywood emektarı." Az kaldı gülmekten sandalyemden düşüyordum! Hey ulu manitu! Şenaycığım, sen ki yüzbinlerce okuyucusu olan bir günlük mecmuanın köşe dolduran yazarısın, insanları eleştirmenin de bir adab-ı muaşereti olduğunu öğretmediler mi sana? Bir insanın oyunculuğunu eleştirebilirsin, yaptığı işleri eleştirebilirsin ya da ne bileyim en fazla bir hareketini eleştirirsin. (magazin perspektifinden bakıyorum, o açıdan. Yoksa kime ne canım?) Ama Şenaycığım, tutup da birine "ayyy suratı da aynı fareye benziyor!" dersen ayıp olmaz mı? (normal bir insan için konuşuyorum, zira bana göre fareler gayetle sevimli yaratıklar. Ayrıca Şenaycığım, Bai Ling senden güzel olmasın, güzel bir kadın bence! Güzelliği bir tarafa, böyle de laflar eden bir kadın ki senden zeki olmasın, zeki de bir kadına benziyor: "A lot of my friends asked, 'What's it like working with Jude Law? He's so handsome!' I said, 'Well, I'm lucky; I got to kick his butt.")Tipine hakaret ettiğin kişi dönüp de "sen kendine bak" derse ne olacak? Hele ki birine "100 kiloluk zavallı" demek kimin haddine düşmüş ki senin haddine düşsün? Hadi 100 kilo geldiğini göz kararı seçtin diyelim, zavallı olduğunu da nerden çıkardın? Ve ayrıca adamın çok içtiğine neden inanamayalım? Örneğin benim tanıdığım biri öyle çok içer, öyle çok içer, öyle çok içerdi ki saat sabahın 7'sinde zor kalkardı yerinden. Biz gözümüzle gördüğümüz için inanıyoruz ama mevzu bu değil zaten. Şenaycığım, canım magazincim, adamın içtiklerinin parasını mı ödedin? Eleştiri mevzusu mu bunlar, yapma gözünü seveyim ya. Hadi sizi anladım, konu kabızlığı mevzu bahis. Bana ne oluyor da bunları okuyorum? Başlık yüzünden, evet kesinlikle başlık yüzünden... Size birkaç eleştiri konusu sunmayı görev biliyorum ey magazin basını: Şu Rexona reklamındaki kız elindeki muzu yiyip de kabuğunu yere atıyor ya, bu kızcağıza hiç öğreten olmadı mı yerlere çöp, hele de muz kabuğu atılmaması gerektiğini?(hem ayrıca neden muz?) Oh işte ayağı kayıp da çocuğun kucağına düştüğünde kokusuyla tiksindiriyor, ilahi adalet budur! Bu bir sosyal yaradır ey basın, reklamcıların "sokağa muz atacak kadar akılsız olsanız dahi Rexona ter kokunuzu bastırıp sizi çekici bir insan yapar." temalı reklamlarını eleştirin mesela. Veya şu "tek taşsız evlenemeyen hatun modelini" gözümüze sokan reklamcıları, ya da "kaç erkekle seks yaptığımı söyleyemeyeceğim" diye manşet atan Milliyet Gazetesi'ni...Şenaycığım, yazıyı yazıp bitirdiğim esnada ayağımı bilgisayar masasının klavye koyulan yerinin köşesine çarptım, okumuş ve beddua etmiş olamazsın değil mi? Haftaya köşende ayağımın klavye koyulan yerde neden durduğunu merak ettiğini okumayız, değil mi? Şenaycığım seni severim bilirsin ama seni seven biri olaraktan bunları söylemek zorundaydım. Kırılmaca, darılmaca yok ama, değil mi?
2 yorum:
Türkiye'nin Ennn Yetkin Gazetecisi Oray Eğin bence. Valla...
Hadi yapma Fırat, daha Eğin portakalda vitaminken Şenaycığım gazeteciydi. Sen bilmezsin tabi o zamanları, seni Eğin'e maruz bırakanlar utansın, ne diyeyim. Oraycığım Radikal İki'deyken umut vadediyordu, ben de küçücüktüm o umut vadederken, sonra biz büyüdük ve kirlendi dünya. Kirlettiler dünyayı Fırat...:( (kendime mutlu olmayı yasaklıyorum, böyle acayipleşiyorum sonra...)
Yorum Gönder