15 Nisan 2007 Pazar

"Respiro:Grazie's Island"- Nefes Alıyorum


Yönetmen: Emanuele Crialese


Senaryo: Emanuele Crialese

Görüntü Yönetmeni: Fabio Zamarion

Müzik: John Surman


Oyuncular:

Valeria GOLINO : Grazia, Vincenzo AMATO : Pietro, Francesco CASISA : Pasquale,Veronica D’AGOSTINO : Marinella, Filippo PUCILLO : Filippo, Emma LOFFREDO : Nonna



Dünyanın her yerinde aynı sorun: Eğer biraz dışa dönük, kendi kendini eğlendirebilen ve kahkahanızı ortalık yerde koyverecek denli hayat dolu bir kadınsanız etrafınızdakiler yaftayı yapıştırmak için hazır ve nazır beklerler. Bu yaftanın adı “delilik”tir. Pervasız, patavatsız ve sorumsuz olmakla suçlar, sizi normalleştirmek(!) için ellerinden geleni yaparlar. Normalden kasıt elbette kabul edilegelmiş değer yargılarının elverdiği ölçüde hanım hanımcık bir eş, bir anne, bir evlat, bir birey ve bir vatandaş olabilmektir, eğer normallik sınırlarına çekilemeyecek bir “delilik” mevzu bahis ise bu sefer adınıza birtakım kararlar alınır ve kayıtsız şartsız uymanız istenir.

“Respiro: Grazia’s Island” adlı 2002 yapımı film tam da yukarıdaki gibi aykırı ve deli(!) bir kadın, eş ve anne olan Sicilyalı Grazia’nın öyküsünü anlatıyor. Grazia’nın ve ailesinin yaşadığı köy kendi içine kapalı, ailelerin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu, kadınların kendilerinden beklenen görevleri layıkıyla yerine getirmeye çabaladıkları bir yer. Köyün erkekleri balıkçılık yaparak geçimlerini sağlarken erkek çocuklar arasında ise güç savaşı elbette sürüyor. Güçlü olanın diğerinin gözünü çıkardığı acımasız çete savaşları çocukları bir anlamda büyüdüklerinde kaçınılmaz kaderleri olacak yaşantıya hazırlıyor. Grazia’nın ortanca oğlu Pasquale ile ilişkisi ise bu güç gösterilerine tamamen tezat bir durum oluşturuyor: Annesine düşkün Pasquale Grazia’nın sinir krizi geçirdiği anlarda rahatlaması için ayak tırnaklarına oje sürüyor, Grazie’nin deliliğine kanaat getirip Milan’da bir doktora götürmek isteyen babasına ve babasının ailesine rağmen annesine saklanacak bir yer bulup ihtiyaçlarını temin ediyor. Bir anlamda rol değişimi bu: Oğul anneyi dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı koruyor. Baba Pietro ise sert mizacı ve aileden gördüğü adalet duygusu ile ataerkil ailelerin alışıldık reisi prototipi çiziyor. Diğer oğlu Filippo ve genç kız olma yolundaki Marinella ile ilişkileri son derece kısıtlı ama kendine göre karısını ve çocuklarını seviyor ve koruyor. Pietro’nun ailesi ise Grazia’nın çocuklarına, kocasına, müziğe, denize, köpeklere ve yaşadığı yere olan taşkın sevgisini “delilik” olarak etiketlemeye çoktan hazır, kasaba halkı ise dedikoduya…

Köyde yalnızca neşeli kadınlara değil, sokaktaki köpeklere de tahammül yok. Köpekler de aynı taşkın kadınlar gibi bir yere hapsediliyor ve ölmeleri bekleniyor. Grazia ise sevgisinin bir kısmını özgürlüğü elinden alınmış bu hayvanlarla da paylaşıyor. Bir delilik anında kapatıldıkları yerin kapısını açıp köpekleri özgür bırakması, hemen akabinde köylülerin silahları ellerine alıp özgürlüklerine kavuşan köpekleri birbir vurması sanki bir simge gibi: peşi sıra gelen sahnelerde Grazia’nın yaşadığı köyden uzaklaştırılmasının kararı verilecek çünkü. En başta dedik ya, eğer çoğunluktan farklıysanız sizin adınıza birileri kararlar alıp size sormadan uygular…

Ama Pasquale, annesine neredeyse aşık ve annesi tarafından da dokunularak ve fiziksel temas esirgenmeden sevilen erkek evlat tam bu noktada devreye giriyor ve annesini evden uzaklaşmak istediği zamanlarda sığındığı mağaraya saklıyor. Sonra kasaba halkının aklına birdenbire Grazia’nın ne kadar sevgi dolu olduğu geliyor. Pietro ortadan yokoluveren karısının öldüğünü sanıp yasını tutuyor. Köy sakinleri Grazia’nın pastel renkleri hayatlarından çıkınca birdenbire sıkıcılıklarının farkına varıp azize mertebesine yükselterek içlerini rahatlatıyorlar. Grazia ise her şeye rağmen kocasının kendisini bulmasını istiyor saklandığı yerde, istemediği ailesi değil zira, biraz olsun kısıtlanmadan yaşamak, kocasının çocuklarına sert davranmaması, insanların bu denli acımasız olmaması… Film yalnızca Grazia'nın öyküsünü anlatmıyor ama, gündelik yaşamlarımızda dahi farklı olana karşı gösterdiğimiz tepkileri ve toplum-birey ilişkisini de irdeliyor.

“Respiro: Grazia’s Island” 2002 yılında Cannes Film Festivali’nde Eleştirmenler Haftası Büyük Ödülü, Halk Ödülü ve Genç Eleştirmenler Ödülü’nü almış bir film. “Respiro” nefes anlamına geliyor, Grazia’nın özlemini duyduğu, kendince peşinde koştuğu ve bedelini ödediği “nefes” bu. Filmin DVD’sini Beyoğlu’ndaki Mephisto kitapevinden 5 YTL’ye satın almıştım, ayrıca online alışveriş sitelerinin film reyonlarında da aşağı yukarı aynı fiyatlardan bulabilirsiniz. Bu linkte ise filmin başında Grazia'nın radyodan eşlik ettiği "La Bambola"ın videosu var. Patty Pravo aynı Ajda'nın ilk zamanlarına benziyor, bir de "del mio amore non ridere" diye şarkıya eşlik etmesi pek keyifli oluyor.

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons