Aldığım Sinema Sosyolojisi derslerinden birinde konu “sinemada şiddet kullanımı” konusuna ve Kitano sinemasına geldi. “Şiddeti sanatsal bir anlayışla göstermenin hele ki şiddete eğimli toplumlarda ters tepeceğine” yönelik görüş bildiren de oldu, özellikle Kitano sinemasının genel beğeniye yönelik olmadığını, tercih edenlerin zaten izlediklerinin yalnızca bir film olduğunu kavrayabilecek entelektüel düzeyde olduğu da söylendi. Kitano sinemasıyla ilgili yalnızca iki filmini (Dolls ve Takeshi) seyretmiş biri olarak değerlendirme yapmam çok zor ama entelektüel seviye tanımlaması içteki şiddetin bastırılması gibi konularda son derece yetersiz gibime geliyor. Özellikle Kitano ve Tarantino sinemasında karakterlerin birbirine şiddet uyguladığı, öldürdüğü ya da işkence ettiği sahnelerin tam bir görsel şölen olduğu düşünülürse.(yani tam da o festival filmi izleyicisi tabir edilen kesimi tavlayacak şey) Kitano sinemada görselliğe fazlasıyla önem veren bir yönetmen, kostümlerinden müzik seçimlerine, karakterlerin görünümünden diyaloglara kadar filmin her sahnesinde izleyicinin bütün duyularına hitap ediyor. Üstelik "Takeshi" filmindeki bol kepçe şiddet size başlarda kahkaha bile attırıyor, filmin sonlarına doğru ise tekrar edilen sahnelere bile artık gülemiyorsunuz.
Sinemada şiddet mevzu bahis olduğunda son dönem sinemacılar içinde bir çırpıda sayıvereceğim üç yönetmen: Haneke, Tarantino ve Kitano. (her ne kadar son dönem dediysem de Kubrick elbette es geçilemez.) Üçünün filmlerinde de içi boş ve amaçsız bir şiddet yok aslında, kimi zaman bir felsefe, kimi zaman bir dışavurum olarak kullanılıyor. Eğer özellikle Kitano filmlerini izlediyseniz bu konudaki görüşlerinizi merak ediyorum. Şiddet olgusunu nereye kadar kabul edebilirsiniz? Sınırınız var mı yoksa sanat adına her yol mübah mı? Benim bu sorulara cevap vermem için Kitano’yu biraz daha keşfetmem gerek…
Ek: Haftasonu İstanbul'dayım. The Dandy Warhols' un "You Were The Last High" şarkısını "Ezgi" dizisinin bugünkü bölümünün soundtrack'i olarak seçtim. Hava harkulade, Burgazada beni bekler. Sonrası...Yine yeniden "eve dönüş." Bir süre daha "ev" diyeceğim şehre dönüş.
0 yorum:
Yorum Gönder