Emin Çölaşan Perşembe gecesi saatler tam olarak 22:00 gösterdiğinde TGRT ekranlarında kadim dostu (!) İ. Melih Gökçek ile hoşbeş edecekmiş. İ. Melih, Sayın Çölaşan’ın zengin mi zengin olduğunu, 9 Milyon $ malvarlığı bulunduğunu iddia etmiş. Benim matematiğim 1 Milyon $’dan fazlasını idrak etmeye yetmiyor ama ne kadar kartel olursa olsun, Ertuğrul Özkök bile olsa demek istiyorum, bir gazetecinin o miktarda bir malvarlığını kalem oynatarak kazanacağına inanmıyorum. Sayın Çölaşan da inanmıyor olacak ki “Çık ulan karşıma sevgili Melih, çık aslanım, hodri meydan! Çık göster belgelerini!” diye düelloya davet etmiş büyük aşkı Gökçek’i...
Ben Ankara’yı çok bilmem ve de pek sevmem. Arada yolum düştüğünde kolumdan tutup bak burası şurası, burası da orası diye sürükler dururlar. Ankara’da doğup büyümüşler için elbette şehrin her sokağı ayrı bir anlama gelir, nasıl ki İstanbul için aynı duygularla biz dolup taşıyorsak…Ama Ankaralıları şu yönden takdir edemeden duramam: Şehirlerinde yıllardır işlenegelen katliamlara karşı sivil insiyatiflerini kullanıp tepki vermekten çekinmezler.(bknz:Kuğulupark mevzusu) Yine de rant her zaman galip gelir, yine birileri zengin edilir, birilerinin anıları katledilir ve bu belediye yıllardır birilerinin duygularını sömürüp oylarını avlayarak koltuğa yapışır kalır. Ankara’da bu Kuğulupark kavşağı olur, İstanbul’da Atatürk Kültür Merkezi binası olur, olur da olur. Ankaralıların önünde sabahlamalarına karşın Kuğulupark’ın büyük bölümünü yalayıp yutan kavşağın açılışı İbrahim Tatlıses konseri ile yapılacakmış. Darısı İstanbul AKM’nin başına. İstanbul’un anıt simgelerinden birini yer ile yeksan eyledikten sonra belediye bütçesinden Lerzan Mutlu’yu veyahut Seda Sayan’ı getirtip iki göbecik attırırsınız millete, alan memnun satan memnun.
Sizce Perşembe gecesi Gökçek-Çölaşan düellosunun galibi kim olur? Televizyonculuk tarihinin en mühim habercilik olayı diye lanse edilen programda mesela Gökçek Sayın Çölaşan’ı tırmıklar mı? Sayın Çölaşan Gökçek’i yumruklar mı? Yükselen tansiyonu düşürmek için Lerzan Mutlu “Hadi sayın başkanım, ellerinizi kalçama koyun, ayyy haha ne dedim ben, eller havaya diyecektim…” diye ortamı şenlendirir mi? Peki bütün bunlar olup bittikten sonra huzurla yataklarımıza yollanırken birileri sırtımızda tepinmeye devam eder mi? Perşembe gecesi bu sorularımızın cevaplarını hep birlikte öğreneceğiz. Biz zaten biliyoruz falan demeyin bence, Perşembe gecesi saat 22:00’da tarih yazılacak, ben de sırf stüdyoda kimin kimi katledeceğini öğrenmekten mahrum kalmamak için İstanbul’a gece treniyle gideceğim.
Not:Bütün bunların üzerine beni Kamuran Akkor’dan “Bir Teselli Ver” yorumu paklar ancak. Gencebay yorumuna saygı duymakla birlikte bu harkulade arabeski Kamuran’dan daha etkili seslendiren bana göre yoktur. Kamuran bu şarkıda caz terbiyesinden geçmiş sesini yüreğinize işler. Ya da benim yüreğime işliyor sadece bilemiyorum, ben ağlak bir şahsiyetim çoğu zaman. İşbu linkten indirebilirsiniz “Bir Teselli Ver”i, perşembeye kadar başa sarıp sarıp dinleyin, acınıza tuz olsun.(şey tuz basın diyecektim...)
Not2:Lerzan'ın adını bu işle hiç alakası olmadığı halde bol bol kullanmışım. Ama aklıma AKM'nin yeni binasında Kültür Bakanımız Sayın Koç ile göbek atabilecek dirayette başka san'atçı gelmedi. Bu arada yazmadan geçemem, Sayın Koç'un 21 Mart'da yaptığı konuşma beni pek duygulandırdı. Konuşmanın kısaca özeti: Sayın Başbakanım, Allah seni başımızdan eksik etmesin, mübarek şahsiyet, tanrının elçisi şeklindeki cümle öbekleriydi. Utanmasam Sayın Başbakan'a aşık olduğunu iddia edeceğim, neyse ki utanıyorum.(bunu bile yazarken kıpkırmızı kesildim) Koskoca Kültür ve Turizm Bakanı'na denmez öyle şeyler. İyi de Sayın Koç farkında mı ne Bakanı olduğunun? Farkındaysa eğer, gördüğümüz göreceğmiz en ezik bakanı neden izledik o zaman? Cevabı biliyorum canım...
1 yorum:
off ezgı offf . dun butun gece beynımı yıyen konunun bır baska versıyonu . bu arada dogma buyume ankaralıyım bılıyorsun ama aslında anaralı oralı buralı kavramına da karsıyım ama red edemem bu durumu neyse. ve evet her ne kadar sesını cıkaran ınsan varsa da bunların hele bılmem kac katı kadar da koyun var İ.Melih Gökçek'in güddüğü. bu ınsanları hala sırtında tasımayı devam ettıren ınsanların ıste geleceklerını dusundukce benım cocuklarımın hocaları vesaıre olabılıceklerını dusundukce dellenıyorum. ve boyle yazılar yazıpta yarama bastın. ama cok merak edıyorum keske ımkanım olsa da bende ızlesem o programı. belkı bende bır yolunu bulurum da çölesan ve gokcek muhabbetını ızlerım. cok merak ettım. sınırım ıse maksımuma cıktı...
Yorum Gönder