7 Aralık 2006 Perşembe

Sanat ve Cüzdan

2010 yılının Avrupa’nın Kültür Başkenti bol çukurlu İstanbul'da bir kültür etkinliğine katılmak ne yazık ki her benim diyen babayiğitin harcı değil. (“Avrupa’nın Kültür Başkenti” tanımı aslında eksik, İstanbul AB üyesi olmayan Avrupa ülkelerinin arasında yapılan bir seçimle Kültür Başkenti seçildi. Bu durum kimi mecralarca makyajlanıp insanlara sunuluyor. Kültürel etkinlikleri çok çeşitli ama nüfusuna oranla katılımcısı az olan bir kentte tanımları süslemenin ve gereksiz böbürlenmelere gitmenin anlamlı olmadığını düşünüyorum.) Haftasonu izlenecek bir filmin asgari bedeli 30 lira (3 kişi gideceğinizi varsayarsak) ve bu hesaba yol parasını ve hesaplısından bir şeyler atıştırmayı vs. eklediğinizde harcamanız gereken bedel 60 lirayı buluyor. Özel tiyatrolar son yıllarda oldukça kaliteli oyunlar sergiliyorlar ancak ödedikleri yüksek vergileri ve salon kiralama bedellerini haklı olarak bilet fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyorlar. Çoğu özel tiyatro oyunlarını sergileyebilecek bir salon dahi bulmakta zorlanıyor ve oyunları zoraki göçebelik halinde oynuyorlar. Bu anlamda tiyatro izleyicisi bilet bedellerinin neden yüksek tutulduğundan ziyade özel tiyatro girişimlerinin neden destek bulamadığını ve bu sorunun ciddiyetine rağmen neden basında yer alamadığını tartışıyor.


Bütün bu sorunlar konser, dans gösterisi ve benzer etkinlikler için de sözkonusu. İstanbul'daki konser salonu eksikliğinin pahalı biletlerin en başlıca nedenlerinden biri olduğu sanatseverlerce biliniyor ve kaliteli etkinlikler için bir noktaya kadar sineye çekilebiliyor. (sineye çekemeyenler için İstanbul çeşitli seçenekler de sunuyor elbette, bir üniversite şehri olan İstanbul'da eğitim kurumlarının sanat merkezleri, dernek ve vakıfların kültür ve sanat etkinliklerini paylaştıkları merkezler, artık sadece yiyecek-içecek hizmeti sunmakla yetinmeyip çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan mekanlar alternatif seçenekler arasında, bu noktada yiğidi öldürüp Yeditepe'ye hakkını teslim ediyoruz.) İstanbul Şehir Tiyatroları (Aralık-Ocak ayları arasında İndirimli Tiyatro Bileti 50 kuruş, Tam 1 YTL) ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi gibi kurumlar oldukça uygun bilet fiyatları sunuyorlar.


Bu kadar çok etkinliğe ev sahipliği yapan İstanbul okuyanlar için pahalı olduğundan ne yazık ki pek ulaşılabilir değil. Bunu 5 kişi gidilecek bir konser için 250 YTL gibi bir bilet bedeli ödemiş ve eylül ayından bu yana gittiği onlarca konserin en pahalısının bileti 20 lirayı bile bulmayan bir öğrenci olarak rahatlıkla söyleyebiliyorum. Şimdilik anne sponsorluğunda kültür-sanat gündemini yakından takip ediyor olabilsem de okulu bitip de maaşa bağlanınca geleceğimi hiç aydınlık görmüyorum. Şimdiden börek-çörek tarifi toplayarak ilerideki altın günleri için hazırlık yapacağım zira böyle giderse tek sosyalliğim bu olacak.




Cumartesi Eki: TRT-2’de yayınlanan bir programda tiyatro sanatçısı Metin Serezli’ye İstanbul Şehir Tiyatroları’nın bilet fiyatlarında yaptığı indirim hakkında ne düşündüğü soruldu. Serezli, yapılan indirimin özel tiyatrolar ile haksız rekabet yaratacağını ve bu tarz geçici çözümler yerine İstanbul’un tiyatro sahnesi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini belirtti.

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons