16 Aralık 2006 Cumartesi

Deniz Börülcesi

Memleket özlemi pek tuhaf birşeydir. Çeşitli imgelerle kendini belli eder. Okula başladığım ilk sene boş vakitlerde tren yollarında İstanbul yönüne giden tarafa baka baka iç çeker, İstanbul’a gidişlerde tren perona girdiğinde gözlerim dolar, içimden “ Hadi makinist, eve götür beni en kısa yoldan…” derdim.(Sonradan hızlılık dileğim kabul oldu, kısa yoldan götürelim derken 38 kişiyi öbür dünyaya postaladılar. O günden sonra bu cümleyi kurmuyorum artık.) Sonraki yıllarda Eskişehir’e İstanbul’un uzaktaki bir banliyösü muamelesi yapmaya, ilk senemdeki kadar şiddetli özlememeye başladım. “Her gitmelerin bir dönüşü vardır.” acı gerçeği o duygusal yolculukların yerini almaya başladı.

Sanırdım…Meğer özlemimi bilinçaltıma atarmışım. Rüyamda Steve McQueen’le deniz börülcesi yiyip Efe Yaş Üzüm Rakısı içtiğimi görünce anladım. (Steve McQueen’e değil, börülceye odaklanalım lütfen, psikanaliz yapılacak öğe Steve değil çünkü. Basit bir açıklaması var, gene Papillon’u izledim., ondan görmüşümdür rüyamda rahmetliyi. Burdan öbür tarafa rakı kargolanır mı acaba, belki adamın canı çekti de ondan rüyamla mesaj gönderdi. H. Bogart, James Dean, Dean Martin falan demlenecekler belki de...Zeki Müren de fasıl yapacak onlara kimbilir!) Burada deniz börülcesi İstanbul’u simgeliyor. İstanbul’un çilingir sofralarının en leziz mezelerinden… Üzerine sızma zeytinyağını en bakiresinden (rafine edilmemiş demek zeytinyağı terminolojisinde), incecik dövülmüş sarımsağını ve limon suyunu gezdirip sert bir peynirin yanında servis ederseniz…Eh, radyoda da misal Müzeyyen Senar’dan “Vardar Ovası” veyahut Safiye Ayla’dan “Bir İhtimal Daha Var” çalıyorsa…

Deniz börülcesi’ni nerden bulurum sorusunun cevabına geldi sıra. Eğer yanınızda hoş sohbet bir dost, cebinizde yeterli sipaliniz varsa doğru Degüstasyon’da alın soluğu. Yaz olsaydı terasta demlenin derdim ama iç salonun ahşap masalarda oturmak da pek keyifli. Deniz Börülcesi, fava, patlıcan ezme, peynir ve rakınızı isteyin, deminizi almaya başlayınca incecikten tambur, ud, keman sesi ruhunuzu dağlasın. Beyoğlu Balık Pazarı’nın deli kalabalığı aksın pencerenizden ve “Ah İstanbul, sen ne menem şehirsin…” deyiverin. İçinizden ne demek geliyorsa onu deyiverin gitsin.

Deniz Börülcesini evde yapmak içinse yolunuz yine Balık Pazarı’na düşmeli. En güzeli oradaki manav tezgahlarında satılmakta çünkü. En son aldığımda demeti 2 liraydı. Deniz börülcesini bana ilk tattıran Tania’dan aldığım tarifle pişirin, evde ne varsa yanına katıp keyfini çıkarın.: “Beyoğlu Balık Pazarı’ndan aldığınız bir demet deniz börülcesini yıkadıktan sonra kaynar suya atarak biraz bekletin. Etrafında bulunan kılçıklarını temizleyerek bir tabağa alın.Üzerine zeytinyağı(sızma), limonsuyu, iki diş sarımsak ekleyin. Deniz börülcesi tuzlu olduğundan ayrıca tuz eklemeye gerek yoktur. Tercihen Ankaralıların olduğu bir masada “Ankara’da deniz bile yok, ne kadar yazık” diyerek rakınızın yanında tadına vara vara afiyetle yiyin.”

Son cümleyi ben ekledim. Tania'nın kabahati yok.:))


4 yorum:

zynep dedi ki...

ama ama olmaz ki şimdi, ankarada deniz yok hatta bakılacak bir su parçası bile yok,ufff....son cümleye epey güldüm,tşkler:D
denizi özledim ben...:(

Ezgi dedi ki...

Seni güldürebildiğime sevindim Zeynep...Geçen hafta moralin bozuktu, bu haftan daha güzel geçsin dilerim...Ankara'da Eymir gölü var su namına sanırım, çektiğin güzel fotoğraflardan ben de öğrenmiştim. Bir gün gemimi yüzdürmeye geleceğim.:)

Çoğu arkadaşım, en iyi dostlarımdan biri olan Linda Ankaralı'dır ve ortaokuldan çok sevdiğim bir diğer arkadaşım ODTÜ'de şimdi. Şu hayatta bir fenerbahçelilere, bir de Ankaralılara takılmaktan acayip keyif alıyorum. Hele hem Ankaralı...hem de Fenerliyse...:))

Sevgiler ve güzel bir hafta dilerim.

ezop dedi ki...

Valla bir Midilli' li torunu olarak deniz börülcesi yapmada üstüme yoktur diyebilirim. Okurken canım çekmedi değil hani...Denizli'de deniz yok ama börülcesi var ne şükür. Beklerim efenim..:)

Ezgi dedi ki...

Ooo, geliriz geliriz seve seve...Deniz börülcesi bahane...Gezmek, yeni yüzler tanimak şahane.:)

Bir Egeli bilmeyecekse deniz börülcesini de kim bilecek, Ezgimu?

Sevgiler...:)

E.

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons