1 Aralık 2006 Cuma

Doğa Çoktandır Ranta Değişildi, Ya Diğer Canlılar?


Su kisim carpici: "Avrupa Yakası'nda Garipçe'den Ortaköy'e, Anadolu Yakası'nda ise Harem'den Anadolukavağı'na kadar uzanan bu bölgede Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nün 2005 yılına kadar tespit ettiği yaklaşık 3000 kadar kaçak yapı var. Ancak 20 yılda bu 3000 yapının 300 kadarı yıkılabildi. "


Burada bahsi gecen 3000 yapi gece degil, gupegunduz konmus. sadece Acarkent icin 1000000 (yazi ile bir milyon) agac kesilmis. 834 villa icin 1000000 agac. 1199 agac kesilmis villa basina. Pekiyi de burada kimler villa sahibi olacak ya da olmus. Eski Orman Bakani:


Yani bu bakanimizin 12 tane villasi varmis orada. Yani 14388 agaci da ormanlarimizi korusun diye emanet ettigimiz bu guzide bakanimiz yutmus. Bogaz sirtlarimizi hem kel, hem de fodul yapan bu bakanimizi hatirlayamadiysaniz:


"Hem kel, hem fodul" deyimi icin:


Yukarıdaki metin Sevgili Savaş'a ait. Daha önce
Ankara ile ilgili eleştirilerine yer vermiştik. Yaşadığımız şehirlere yönelik ortak kaygılarımız var ve dahası bizi biz yapan, aidiyetimizin önemli bir parçasını oluşturan şehirlerimizin ranta kurban edilmesini düşündükçe karnımıza ağrılar giriyor ve belki de genç olmanın en güzel unsuru olan umudumuzu yitiriyoruz.



Doğa Çoktandır Ranta Değişildi, Ya Diğer Canlılar?


Kendi yaşadığı dünyanın içine tüküren insanoğlu diğer canlılara yaşam olanağı sağlayacak değildi ya, yavaş yavaş dünya iki ayaklıdan başka bir canlı kalmamacasına metalik bir platform haline dönüştürüyor şehirlerini. Belediyeler Sağlık Bakanlığı'nın kırmızı reçeteyle kullandırdığı zehirleri cömertce(!) kediler, köpekler ve kuşlar için kullanmaktan kaçınmıyor. İç organları paramparça oluncaya kadar can çekiştirilerek gerçekleşen bu ölümün resmi adı:İtlaf.


Yalnızca belediye de değil, bireysel olarak diğer canlıların varlığına tahammül edemeyen ve canlarını almaktan beis duymayan kişilerle aynı binada, sokakta ya da şehirde yaşıyoruz. Kişisel korku, irkilme ya da çekinceyi anlamak bir yana dursun "bunlar mikrop yuvası, istemiyoruz, yokedilsinler" diyebilmek kesinlikle kapkara, sevgisiz, duyarsız ve bencil bir kalbi, mantıktan ve doğru düşünmekten yoksun bir aklı ve etikten ve insanlıktan noksan bir vicdanı gerektirir ki bunlardan arta kalan ne yazık ki ancak ağzını bir türlü hayra açamayan ve et parçasından ibaret bir kalp taşıyan bir insandır.


Bana bunları yazdıran
Ankara'daki son zehirlemedir.


Artık en absürd hayallerimde bile sevgi ve saygı dolu bir dünyayı düşleyemiyorum.


Ezgi AKTAŞ, 2006

2 yorum:

linda dedi ki...

bu yazıya aslında yorum yazmak ıstemıyordum. ama ıcım acıyor. bu yasanan sacmalıkları dusundukce. hayatımı paylastıgım kopek ve kedılerı dusundukce. sınır oluyorum ınsanın pıslıkkk olusuna. çok tıksınerek yazıyorum bunları........

linda dedi ki...

yukarıda kı yazımda sozum meclısten dısarıdır. yarası olan varsa gocuna bılır efendı efendı..... saygılar.

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons