Yolda yürürken görüş mesafesinin 50 mt.'yi geçmediği, yoğun bir sis bulutunun etrafı sardığı ve karbonmonoksit, dioksit ve bilimum pis gazları soluduğunuz bu sabah kulağımda Beirut'dan Mount Vroclai, elimde Nikon'uma kardeş gelen Canon'umla belki bir yüz...ayrıntı...ilginçlik yakalarım diye yürüyorum aceleyle. Acelem derse yetişmek için. Normal ritim tutturarak yürüdüğümde 45 dakikada okula varıyorum. Derste sıkılmamak için Roll dergisinin kasım sayısını çantama attığımdan içim rahat, okunacak birkaç yazı var daha...(iyi ki almışım Roll'ü yanıma, Orhan Gencebay ve Arif Sağ söyleşisi vardı gözümden kaçan, Türk Halk Müziği'ne dair bilgilendirici bir söyleşi olmuş. Bir "Korsan Şarkıları" derlemesi olan "Rogue's Gallery" ile ilgili yazı da ders sırasında sıkıntıdan kurtardı beni...) Ders bitince yine Canon elimde, "Kuş Boku Bulvarı" ndan (Anadolu Üniversitesi Cumhuriyet Kapısı'ndan girdiğinizde sizi hafif yokuş ve ağaçlıklı bir yol karşılar, ağaçlara yuva yapmış kuşların boklarıyla kaplı olduğundan biz kendi aramızda "Kuş Boku Bulvarı" deriz bu yola) kampüs çıkışına doğru yürürken bir duvar dibinde bırakılmış mavi, eski bir bisiklet gözüme çarptı. "Senden iyi fotoğraf karesi olur bebek!" diyip bizim yeni çocuğun deklanşörüne bastım, bastım ama ne göreyim: Pili bitmiş. "Nikon, ahın mı tuttu kinci herif seni!" diye hayıflanıp yoluma devam ettim, görüş mesafesi hala kötü...Hala sisli...
Fotoğraf çekmek için fazla sisli bir gündü bugün...
0 yorum:
Yorum Gönder