Ben 2006'nın son gününde tam kırkikiyenitürklirasıelliyenikurus bayılarak 4 adet albüm aldım. 4.sü burada yok çünkü hediyeydi. Gördüğünüz üzre bu alışverişte ağır basan konu gene yerel müziğe olan merakım olmuş. "Yerel Yabancılar" benim açımdan bakıldığında gayet başarılı bir albüm adı (bir albümün adına neden benim açımdan bakılacağı hakkında hiçbir fikrim yok, herkes becerdiği işi yapmalı, eleştiri bana göre değilmiş) , albüm kapağında Japon mangalarından fırlamış bir hatun figürü, "çal" tuşuna bastığınızda ise klarnetli, kemanlı Batı Musikisi eserleri. Beğendim mi? Eh. Ama şuna kanaat getirdim: Fazla füzyon beni bozuyor. Halbuki yemek mevzusunda öyle çok tutucu değilimdir, zeytinyağlı yaprak sarmasındaki kuş üzümleri tadı bozuyorculardan değilim-füzyon demek sarmaya kuru üzüm koymak değil biliyorum, tatlı tuzlu uyumu burda bahsettiğim- ama çok karışık tatlar da diğerini baskılayıp tadını kaybettiriyor. Local Strangers'i albüm adının seçimi ve fikir nedeni ile çok sevmekle birlikte kanım yalnızca birkaç şarkıya kaynadı.(soğuk nevaleyimdir) Yine de Dolapdere Big Gang ve benzer gruplar için 2007 güzel bir yıl olacak gibi gözüküyor. Büyük konser salonları yerine küçük mekanlardan yükselen müzikle aranız iyiyse bu albümü İstanbul'un müziğinin bir parçası olarak kabul edin çünkü İstanbul'dan doğmuş.
İstanbul'un müziğini arayacağım ben diye yola çıkan Fatih Akın "Crossing The Bridge The sound of Istanbul/İstanbul Hatırası" filminin sonunda "İstanbul'un sesini aradık ama bulamadık" diyerek özeleştirisini yapar. Albümün tek handikapı Sertap'ın "Music" uyarlaması, filmde katlanabilmiştim ama görüntüler olmadan yapamadım.
Ve son albüm haber bültenlerinde yüzdeellialtısının Türkleri AB'ye istemedikleri haberleri temcit pilavı gibi verilen komşu'dan (bu basına katiyen yaranılmıyor, geri kalan yüzdekırkdört istiyor ya da en azından kararsız diye haber yapacaklarına pesimist pesimist yüzdeellialtı'ya takmışlar): Yunanistan'dan. "Halayın Yunancası" demişti bir arkadaşım Sirtaki için, doğrudur. Müzik kimilerine göre asla terketmeyecek, kendisine sadık kalacak tek kadın (Zorba), kimine göre ise cehennem amatör müzisyenlerle dolu (G. Bernard Shaw) ama öyle bile olsa ancak iyileri cennete alıyorlar, biraz olsun yoldan çıkmadan yaratıcı olunmuyor... Bana göre ise müzik bugün o kadar yükün üzerine eklenecek 3 CD, ekstradan pil masrafı ve tren yolculuğu demek, bir dahaki yazı Eskişehir'den mecburen mecburen...(böyle de bir şarkı vardı MFÖ'den)
Salı sabahı eki: Perry Blake adı ile ilk defa Tacim sayesinde tanıştım ve bildiğimi paylaşma isteği haiz oldu bende. Daha tanışıklığımız pek yeni Perry ile , bu keşif sürecinin kulağımda neler bırakabileceğini merakla bekliyorum. Katılmak isterseniz Forgiveness adlı şarkısı işte burada.
0 yorum:
Yorum Gönder