24 Kasım 2006 Cuma

İlle de Roman Olsun...

Monoton hayatınızda alışageldiğiniz ritimlerden farklı müzikler ve müzisyenler keşfettiğinizde heyecan duyar ve bütün tanıdıklarınıza yeni keşfinizden bahseder misiniz? Ben bunu yapmaya bayılırım ve ayrıca arkadaşlarımın "bak böyle bir grup var dinlemelisin" demeleri çok hoşuma gider.




Ağustos ayından bu yana başucu albümlerimin çoğunluğu Çingene Müziği'nden ilham almış müziyenlere ait. Gogol Bordello, Beirut, Selim Sesler, Cirque Du Solei yeni keşiflerim ama öncesinde Burhan Öçal'ın Kırklareli İl Sınırı ile Kocani Orkestar'ın Alone at My Wedding, Gipsy Mambo ve L'Orient Est Rouge albümleri her daim dinlediğim albümlerdendi. Çocukluk yıllarında tatilleri Kırklareli'nin az bilinen bir sahil kasabasında geçirmekten dolayı Rumeli Türküleri'ne kulak aşinalığım vardır az buçuk. Bu nedenledir ki son günlerde gerek sinemada, gerekse müzik piyasasında "Çingane Müziği" nin pek revaçta olması bana ve benim gibi düşünenlere yaradı.


Roll dergisinin kasım sayısında işte tam bu konuya değinilmiş. Dergi'nin kapağında "Transilvania" filminin oyuncularının, Gogol Bordello, Selim Sesler ve Zach Condon'un(Beirut) fotoğraflarından bir kolaj var, ana başlık ise İlle de Roman Olsun. :)


İç sayfalarda ise Gogol Bordello'nun solisti Eugene insanların gün be gün neden etnik tınılar aradığını pek güzel özetlemiş örneğin: "Seyirciye karşı çok hassasımdır. O yüzden herkesi görmeye çalışırım. Zaten sahnede başını gökyüzüne kaldırmış, öyle şarkı söyleyen adamın derdini anlamazsın, "s.ktr git, narsist b.k" dersin. Ben öyle "Of tanrım, kimse beni anlamıyor" nevinden o inanılmaz hislenmeleri, sahnedeki narsist kırıtmaları hiç anlamam. Benim için o kadar net ki: Sahneye çıkıyorsan insanlara birşey vermek için çıkıyorsun. Ne hissediyorsan seni dinleyene onu vereceksin." İşte o samimiyet duygusu insanların aradığı. Tamam yıllar yılı serin adamları(ya da kadınları)/ grupları idol sınıfına sokup baş tacı ettik, hala da arşivdeki yerleri mühim ama bir süre daha raflarda toz bağlayacaklar gibime geliyor, arada sırada eski günleri yadetmek için bir toz bezi ile üzerleri silinecek belki, o kadar.


Son günlerin en heyecan verici keşfi ile ilgili detaylı bir yazı yakında bu sayfalarda olacak: "Fanfare Ciocarlia" . Bu yazı ise Linda'nın hazırlamakta olduğu " "Fanfare Ciocarlia" derlemesine giriş maiyetinde okunabilir.



0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons