Gideros Koyu, Cide

Cide ile Kuucaşile ( aslında Kurucaşile ama Cide'liler R harfini yutarak "Kuucaşile" diye telafuz ederler. Pek güzeldir söylemesi, ve hatta baştaki K harfi de hafiften G'ye yuvarlanır) arasındaki Gideros Koyu zamanında kaçakçıların ve korsanların saklandığı bir gizli koymuş. Kurtuluş Savaşı'nda ise Anadolu'ya geçirilecek cephaneler burada saklanmış.

Masa üstünde bardak,
Yuvarlaktır, yuvarlak,
Ah şu Cide'nnin kızları
Toparlaktır, toparlak.

Sarı yazmalı yarim,
Ciğer ezmeli yarim
Sen orada ben burada
Nasıl gezmeli yarim
Amaaan aman Kurucaşile'ye
Dolaş da gel a yavrum bizim Cide'ye

Ressamların paletinde "Su Yeşili" diye bir renk var elbet, ama bence bu rengi ne yapıp edip kullanmalı, adına da Gideros Yeşili denmeli.


Ördek mi yeşilini Gideros'tan aldı, Gideros mu ördekten aldı, bilinmez. Bildiğim tek şey var ki Cide'yi görüp de etkilenmeyen yoktur. Amasra Cide'nin az biraz uzak (uzak dediğim 70 km. kadar bir yol) kapıkomşusu, fırtınalarda gemilerin sığınağı Kuucaşile ise yakın komşusudur.

Cide'de evler cezbetti beni dedim ya, işte bu mavi kapı da Kültür Bakanlığı'nca koruma altına alınmış evlerden birine ait. Gideros Koyu'nun kıyısında bir taş ev. İçi boş, camları kırık.

Posted in: Fotoğraf, seyahat