Cide fotoğraflarına devam edelim. Fotoğrafların yanı sıra sizlere Cide'de kullanılan bazı lakaplardan söz etmek istiyorum. Lakaplar, Anadolu köylüsünün mizah gücünü anlatan en özel folklorik öğelerden biridir. Sözlü anlatım geleneğinin yazılı edebiyatın önüne geçtiği Türkiye'de lakaplar köy köy, bölge bölge ve insanların kişiliklerine, mesleklerine, yaşadığı yere göre farklılık gösterir. Her yöre Gerze'nin veya Sandıklı'nın yaptığı gibi kendi öz lakaplarını yayınlayarak derlemeye katkıda bulunsa özel bir kültürel öğe olan bu lakapları gelecek kuşaklara aktarabilmek mümkün olacaktır. Her ne kadar kişi özelliklerine göre kullanılan lakaplar benzerlik gösterse de yörelere özgü bazı unsurlar lakapları özel hale getirir.
Cide'de bulunduğum süre içerisinde aile içi konuşmalarda "Kurugötler" sözcüğünün sıkça geçmesi üzerine Fahamet Teyze'ye (nam-ı diğer Hocaanım'a) bunun ne anlama geldiğini sordum. Cide'de kullanılan lakaplardan biri olduğunu ve daha pekçok örneği olduğunu söyledi. Bildiklerini aktarmasını rica ettim, yalnızca bildiklerini veya aklına gelenleri iletti elbette. Çoğu yöredeki gibi Cide'de de insanların soyadları, meslekleri, geldikleri köyler vs. kişilerin lakaplarını oluşturuyor. Şimdi sayacaklarım kişisel özelliklere göre konulan lakaplar grubuna girebilir sanırım: "Pisgöt Mustfafa, Kurugötler, Kekeme Ahmet, Kusmukçu Hamdi, Sıçan Ahmet, Gövde Mehmet, Ayı Şaban, Dede..." Cide'de kullanılan lakaplardan yalnızca birkaç tanesi.
Cide'de gezinmeye devam edeceğim ben bir süre daha. Bir dahaki gidişim çok daha uzun olacak Cide'ye. Sarı Yazma Festivali'ne gidip Rıfat Ilgaz'a selam çakacağım, Karadeniz'in adına inat turkuaz sularında kulaç atacak, bu gidişimde içimde ukte kalan Cide İnsanı'nı fotoğraflayacağım. Henüz fotoğraflar bitmedi, ayrıntılar aklıma geldikçe kalanları da aralara serpiştireceğim.
0 yorum:
Yorum Gönder