20 Ocak 2010 Çarşamba

Müzelik Aşklar



Geçenlerde eski defterleri karıştırıyordum. İşte tozlu bir rafın arkasına saklanmış bir Tom Waits albümü. Çok severdik Blow Wind Blow şarkısını. Bir pazar öğleden sonrasıydı, bir Humphrey Bogart filmi seyrediyorduk. Sahi "Casablanca mıydı, yoksa Maltese Falcon mu? O, Captain Black sigarasını yakmıştı, benim aklımda ertesi günkü vize sınavı vardı. "Akşam ne yapsak", diye sormuştu, "Hayal Kahvesi mi, Carpe Diem mi?" "Farketmez" demiştim, ki ben "farketmez" diye çok az kişiye derim. Belki yağmurdu dışarıda yağan, belki kar. Masada yarısından biraz fazlası içilmiş bir şişe kanyak, bi tahta kedi biblosu, O'na hediye ettiğim "Görkemli Kaybedenler" kitabı, Leonard Cohen'den. Bedenler Eskişehir'de, ama ruh kimbilir nerelerde?



Şimdi diyorlar ki, bitmiş bir aşktan kalanları bize verin. Kırık kalplerin hatıralarını insanlara ulaştıralım, geride kalan aşkınızı ölümsüzleştirelim. Sonra eşyalarınızı alalım, dünyayı dolaştıralım. Şimdi diyelim ki bu Aşktan Geriye Kalanlar Müzesi aklıma yattı. Müzikçalarda defalarca dönmekten, defalarca dinlenmekten yıpranmış Tom Waits albümümü mü verebilirim? Yoksa sakladığım sinema biletlerini mi? Benim geride kalanlarım sadece "kırık birer hatıra"dan mı ibaret? Bütün bu sorulara verecek cevabım hayırken, Aşktan Geriye Kalanlar Müzesi benim neyime?



Ama sizin kafanıza yattıysa takip edeceğiniz adres şurası, sergiyi görebileceğiniz yer ise, 01-14 Şubat tarihleri arasında İstinye Park. Bana gelince. Ben kendi Baştan Çıkmışlık Müzem için biraz daha öykü biriktirmeliyim.

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons