İstanbul sokaklarında Bihtermania

Hafta içi akşamlarımızı, o da yetmezmiş gibi tekrarlarıyla haftasonu gündüzlerimizi işgal eden tv dizileri ve bu dizi

karakterlerinin gündelik hayatımızı etkileri bu aralar memleket gündemini meşgul eden mevzuların başında geliyor.

Günlük hayatlarımızın tv dizilerine endekslenmesi eskilere dayanıyor aslında. Yeni nesil belki hatırlamaz ama yaşı 20’yi geçkince olan Türk gençlerine “Bizimkiler” size ne çağrıştırıyor dendiğinde, zihinlerinde canlanan imgelerin hemen hemen benzer olacağını söylemek abesle iştigal olmaz.

Misal , 90lı yıllar boyunca her pazar gecesi yayınlanan Bizimkiler, benim için haftasonunun bitişini, ödevlerin tamamlanması gerektiğini, ertesi gün okulda geçecek -çoğu zaman sıkıcı olan- anların habercisiydi. Hatta o gün dizi başlamadan önce banyo yapılır, dizi esnasında da –eğer ödevler bitmişse- ütü yapan anneye yardım edilirdi. Dizi karakterleri çoğu zaman kendi apartmanınızdaki Ali amcayla, Neriman teyzeyle özdeşleştirilirdi.

Şimdi bakıyorum da beğeniyle izlenen hatta tabiri caizse müptelası olunan dizilerin kendi yaşantımızla uzaktan yakından alakası olmayabiliyor. Neden izliyoruz diye sorduğumuzda ise mantıklı bir cevap veremiyoruz bile. Ancak öyle ya da böyle dizilerin bizi televizyona hapsettiği, hatta yalnızca o 90 dk .lık süre zarfında değil, o farazi set dünyasında olan bitenlerin günlük yaşantımızı da etkisi altına aldığı gerçeğiyle karşıkarşıyayız.

Şu fotoğraflara lütfen bir bakınız. Beyoğlu’nun muhtelif mekanlarında çekilmiştir.

Buna özenmek mi merak mı, ne denir bilemiyorum .

Nacizane fikrim, birilerinin ülkemizdeki dizi sevdası üzerinden bir hayli nakit ve vakit kazandığı gerçeği.

Daha da yazasım gelmiyor…

PS: Aklınızdan “ böyle atıp tutmuş kendi izlemiyormuş havası yaratmaya çalışmış” diye geçirmeyin, zira Bihter ve Behlül’ün hastalıklı ilişkisi ile Ednan Bey ile Nihal’in saftorik hallerini ben de yakınen izliyorum.

Posted in: dizi, istanbul, kültür-sanat, sokak