Yanıyoruz anasını satayım, memleketin Ege ve Akdeniz sahilleri cayır cayır yanıyor ve birileri elinde “Orman Vasfını Kaybetmiş Arazi” etiketini bu kül olmuş tepelerin alnına kazımak için hazırda bekliyor. “Orman Vasfını Kaybetmiş Arazi” demek “Beş Yıldızlı Tesis Kurulabilecek Arazi” demektir. Türkçesi devletimizin muhterem büyükleri hangi akla hizmet orada bulunduğu belli olmayan, füzuli yer kaplayan bu Kızılçam ormanlarını vatana millete hayır işlemek adına sat-mak-ta-dır! Maksat all-inkulusiv turizmimiz mesud olsun, kazma turistler rahat rahat açık büfelerden tıkınabilsin, -La Grande Buffet- misali zevkten ölsünler.
Kırmızı kırmızı alarmları veren Orman Müdürü bu orman yangınlarının nedenini küresel ısınmaya bağlamış, Çevre ve Orman Bakanımız Sayın Osman Pepe’den ise henüz bir açıklama alamadık. Kendisi muhtemelen münferit olay diyecek, sigara izmariti diyecek, cam kırıkları diyecek... Ey sigara izmaritleri, bre utanmaz cam kırıkları! Siz utanmıyor musunuz sözleşip aynı günde, aynı saatte 4-5 yerde birden ormanları tutuşturmaya? Birileri de çıkmış diyor ki: Araziler 2B kapsamına girermiş de, yasalar yüzünden yasal yoldan alamadıkları arazileri böyle illegal, mafyamatik yöntemlerle yakarlarmış da! Yalan efenim, külliyen yalan! Küresel ısınma, sezonluk işçi, sigara izmariti, mangal kömürü lütfen sanık kürsüsüne!
Arkadaşım söyledi, Kazım Kanat televizyonda ormanların hangi yöntemle yakıldığıyla ilgili mide bulandırıcı şeyler anlatmış. Kanat’ın dediğine göre birileri çevredeki sokak kedilerinin kuyruklarına tenekeyi bağlayıp ateşe veriyorlarmış. Can havliyle tutuşan kediler ormana kaçıyor ve ağaçları tutuşturuyorlarmış! Şimdi ben bu millete her şey mübahtır diyince kızıyor kimileri. Bunu yapanlar bizim içimizden ve ellerine tutuşturulacak 5-10 lira için ne hayvan canı dinliyorlar, ne orman! Yanan hektarlarca ormanın içinde yok olup giden yaban hayatı da cabası.
Her şey vatan için ve vatan için ilk kurşunu atan da ilk kıvılcımı çakan da kutsaldır. Hala birileri Kyoto Sözleşmesi desin, çevre politikası desin, doğa desin, her canlının yaşam hakkına saygı desin, desin desin dursun. Bunlar hep laf-ı güzaf, aslolan yüce milletimizin bekası ve bekaretidir. Ormanların kanlı çarşafı bizzat devlet eliyle ağaç dalına asılmış olsa da bunlar mühim değildir, aman sermayeye zeval gelmesin.
Yanan ormanlar konusuna değinen birkaç yazı okudum, paylaşmak istiyorum. Yazarlarının klavyelerine sağlık.
-Bodrum Kül Olmak Üzere Kimse Umursamıyor
-Çukurova Üniversite'sinden Prof. Dr. İbrahim Ortaç'ın mail adresime iletmiş olduğu "Orman Yangınları, Eğitim ve Toplumsal Bilinçlenme" başlıklı makalesini Word dökümanı olarak bilgisayarınıza indirebilirsiniz.
4 yorum:
Ezgicim okuyunca özellikle kedi mevsuna acayip asabım bozuldu. Hadi ormanların yanıp kül olduğuna üzülüyoruz, orada yaşamaya çalışan yaban hayatın yok olmasına, bir de kediler çıktı başımıza. Bu nasıl iştir anlamadım doğrusu. Geçen sene Çiftlik'te geçirmiştik tatilimizi,gerçekten de Bodrumun tek ormanlık yeriydi orası, yazık valla yazık,içimden birşeylerin koptuğunu hissettim. Geçen sene Kuşadası'nda ve bazı başka yerlerde çıkan yangınlardan sonra ben de "yüreğim yangın yeri, söndürebilene aşk olsun" başlıklı bir yazı yazmıştım. O yangının şahitlerinden biri olarak söndürme ekiplerinin ilk başta ne kadar yetersiz kaldığına değinmiştim.Duyduğum kadarıyla Bodrum'da da yarım saat sonra gelmiş ekipler.Yarım saatte ne kadar ağaç gider,kaç hayvan ölür, o yangın kontrol altına alınabilir mi kimin umurunda?
Ezopcum,
Alanya'daki yangına itfaiye araçlarının miting alanında olması nedeniyle geç müdahale edildiğini anlattılar.
Bütün bunları toparlayıp da kafamda bir sıraya koyduğumda ormanların kimler tarafından neden yakıldığını anlamak güç olmuyor. Doğal yaşam, yaban hayatı ve en sonunda kedilerin bu ahlaksız işte kullanılmaları içimi kanırttı benim.
Son yazımı okursan abmulansların da ne için kullanıldığını öğrenirsin ezgicim. Olanları normal karşılayamadığımız için a-normal mi oluyoruz bu ülkede?
Son yazımı okursan abmulansların da ne için kullanıldığını öğrenirsin ezgicim. Olanları normal karşılayamadığımız için a-normal mi oluyoruz bu ülkede?
Yorum Gönder