Polis Memuru (kibar ama sert bir ses tonuyla): Kimliğinizi görebilir miyim?
Ben (içimden "heh işte, kırmızı ışık yanarken kendini deli dumrul gibi yola atıp karşıdan karşıya geçtin, adam da gördü. Öde bakalım şimdi 50 kağıdı... E, ama trafik değil, normal polis bu?!" diye geçirerek): Nedenini öğrenebilir miyim?
Polis Memuru: Bir nedeni yok, genel kontrol.
Ben: Genel kontrol diyorsunuz ama yanımızdan onlarca insan geçiyor, bir tek benim kimliğimi soruyorsunuz. Nedenini söyleyin, göstereceğim.
Polis Memuru:Asayiş için. Bu kadar zor mu hanımefendi göstermek kimliği?
Ben: Gerçek görme nedeninizi söyleyin açıkça, zor değil tabi.
Polis Memuru:Ya şimdi buralarda çok "yabancı kadın" oluyor anladınız mı... Sizi de şey edince...
Benzetince... Kimlik?
Ben (kimliği çıkarıp göstererek): Ben de hakikaten bayağı bir "yabancı" ya benziyorum hani. Siz diyin Slav, ben diyim Uzakdoğulu.
Polis Memuru (T.C vatandaşı olduğuma kanaat getirmiş): Sanki zor kimlik göstermek...
Ben (bir an şebeklik yapıp "orospuyum ama yerlisinden" mi desem diye içimden geçirdim ama polise şaka yapılmaz, karakolda bitebilir bu ironik öykü diye sustum) : ....
Olayın ironikliği, "yabancı hayat kadınına" benzetildiğim için kendimi "aşağılanmış" görmem değil. Kaldı ki, "hayat kadınlığı" nın itilip kakılmaya, "özel muamele" görmeye sebep teşkil edeceğini kesinlikle düşünmüyorum. Asıl beni rahatsız eden bu denli sık "gözetleniyor" olmak, dahası olağandan biraz farklı göründüğünde "etiketi" ya da "vesika" yı basıyor olmaları. Ve daha dahası, "neden" diye sorduğunda, lafı geveleyerek ve kayıtsız şartsız teslimiyet bekleyip umduklarını bulamayınca sinirlenmeleri.
Olayın aslı burada işte. Bir şekilde "otorite" olanların sorgulanmayacaklarına dair sarsılmaz inançları.
0 yorum:
Yorum Gönder