Soul Kitchen'dan Selamlar

Fotoğraflar: Soul Kitchen'ın resmi websitesinden

Lodosla savrulan bir İstabul gününün akşamında bir sinema koltuğuna yerleşmişiz. Soul Kitchen başlıyor. Öykünün başlamasıyla akıp gitmesi bir oluyor. Kazancakis'in Zorba'sından, Sezen Aksu'ya, Köprüdeki Kız'dan (elinden düşmeyen bıçağı yüzünden Shayn'ı Köprüdeki Kız'daki bıçak cambazı Gabor'a benzeten bir ben olabilirim ama olsun, serbest çağrışım iyidir) ve Socrates'le Faust'a kadar envai çeşit yere selamını çakıyor Fatih Akın. İzleyiciye de bu müziği ile akıp giden, görüntüleriyle seyirciyi 3 boyutlu bir Hamburg gezintisinin içine alan, gerçek ve samimi anlatıyı paylaşmak düşüyor. Filmin sonunda ise, içinizdeki burukluğu jeneriğin funk güzelliği ile bir nebze unutuyor, sinemanın mavili pembeli ışıklandırmasıyla kendinizi güzel bir kulüpte müzik dinliyor hissiyatına kaptırıyorsunuz.

Lütfen filmle ilgili "kendinizi iyi hissetmek için gidebileceğiniz romantik komedi" tanımlamasına kanmayın. Soul Kitchen, 3. sınıf Holivud filmlerine yakıştırılan bu etiketten çok daha öte. Bir kere "film" izliyormuş" gibi hissetmiyorsunuz. Bunu büyük ölçüde "mış gibi yapmayan" oyunculara borçluyuz sanırım. Ve anlattığı öyküye A'dan Z'ye ye hakim öykü anlatıcısı Fatih Akın'a.

Evet, Fatih bu filmiyle bendenizin kalbindeki yerini Almodovar mertebesine çekmiştir. Bu demek oluyor ki, "takıntılarıma" bir yenisi daha eklendi. Hadi hayırlısı...

Posted in: sinema