25 Temmuz 2009 Cumartesi

Metalciye Disko Müzik Dinletirsen...

Bu sabah Milliyet'de okuduğum bu habere göre, Unirock festivaline katılan ve Başbakanın makam aracı geçerken metalci işareti çakan gençler "Devlet Büyüğüne Saygısızlık" suçuyla bir süreliğine Emniyet'te misafir (!) edilmişler. 21 saat süren gözaltı süresince de polis gençleri disko müzik ve Türk sanat müziği dinleterek ağırlamış.

Malumunuz, Başbakanımız bir açılış nedeni ile arabasıyla Maçka'dan geçerken gördüğü bu manzara karşısında derin bir karamsarlığa kapılmış, ilk fırsatta gençlerin kapıldığı bu derin hayasızlık ve de ahlaksızlık girdabının kendisini ne kadar müteesir ettiğine dair bir demeç vermişti.


Başbakanımız bu konuya en yetkili noktadan habire gözümüze salladığı başparmağını sertçe basınca ben de "güzel ahlaklı" olmanın ne menem bir şey olduğunu düşündüm ister istemez.


Güzel ahlaklı diye parasını bastırıp 21 gün yaptığı askerlik sonunda boynuna Türk bayrağını sarıp gövde gösterisi yapan ve "vatan sağolsun" nutukları atarak ilgili şehrin valisiyle renkli camlı bir arabaya binerek uzaklaşan Bilal Erdoğan'a mı denir? (mevzu bedelli askerlik değil de, askerliğinin başındaki "bedelli" kısmını atıp "Vatan kurtaran aslan" misali göz önünde dolanmak...)


Yoksa diğer Başbakan evladı olmanın kendisine verdiği yetkiye dayanarak çürük raporu alıp gemilerini "deriiiin" ve de "bilmediğimiz" sularda yüzdürmeye devam eden Ahmet Erdoğan'a mı?


Tabi bir de baba nüfusuyla İstanbul'daki tüm vapur iskelelerini kapatmış mısırcımız var...



Anatole France'ın bence en fevkalade eseri olan Thais'de şöyle denir: "İyi veya kötü bir yaşamın varlığından söz edilemez. Kişinin öz benliğinde hiç bir şey ne utanç vericidir ne değildir. Ne adelet vardır ne de adaletsizlik. Ne hoşa giden vardır ne can sıkıntısı. Ne iyi vardır ne de kötü. Nesnelere nicelik veren de, yemeğe tat veren tuz gibi, insanların kendi düşünceleridir."


Türkçesi, biz Başbakan'ın bu değerli evlatları hakkında nasıl "ahlaksız" tanımlaması yapamıyorsak, ya da şöyle diyeyim, bu tanımlamayı yaptığımızda devletlünün haşmetli nefesini ensemizde hissediyorsak, zat-ı alisinin de müzik dinleyen, içki içen, ortalık yerde kahkaha atan ve gömlek-kravat dışı şeyler giyen gençleri ahlaksız sayıp da haklarında "zındık" fetvası vermeye dilinin gitmemesi gerekir.


Üstelik kendisinin, teşkilatının ve efradının karıştığı onca şaibe dururken...


Şimdi olmaz ya, bu yazı nedeniyle gözaltına neyin alınırsam bilsinler ki disko ve de Türk sanat müziği ile alıp veremediğim bir şey yok, boşuna dinletip de yorulmasınlar. Ancaaak, füzyon adı altında etnik, sentetik ve de karmakarışık şeyler dinletirlerse tüm iç hukuk yollarını tüketir ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde alırım soluğu, demedi demeyin.



0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons