22 Eylül 2007 Cumartesi

Fikrimin İnce Gülü

000020.JPG

Az önce var gücüyle mahalleyi inleten davul sesiyle ve akabinde ardı ardına çalmaya başlayan araba alarmlarıyla uyanıldı. Uykunun ruhuna el fatiha… Artık sabahın kimbilir kaçına kadar sabahçı kahvesi…

Madem öyle, biraz müzik… Fikrimin İnce Gülü nasıl? Harkulade. Yani bence. Müzeyyen Senar yorumuyla önce bir dinleyelim. Ve sonra Sema’nın yorumunu Youtube eşliğinde hatmedelim.




Biraz eski fotoğrafları, okul andaçlarını, küçük notları, eski biletleri-dergileri karıştıralım…Sonra gecenin bilmemkaçı olduğuna aldırmadan biraz çilek şarabı-Özgür’e minnetle- dolduralım kadehe… Gençlik var serde, karaciğer kendini toparlar…Hem hiç sağlıklı yaşam inatçılarından olamadım ki ben?


Bir arkadaşım yazdığı notta demiş ki: "Uç Ezgi. Farkında değilsin ama senin kanatların var. Kırılabilir melek kanatları değil, inatçı Martı Jonathan'ın kanatları seninkiler... Kristal kadeh değilsin, kırılmaktan korkma. Toparlarsın kendini, bırak ayağın kaysın. Eğer canın çok acırsa, ben burdayım. Ama sen önce yapacağını yap."

Peki.


1 yorum:

hacı muhittin dedi ki...

1.si; aramızda para toplayalım; şirince'den kargoyla şarap getirtebiliriz; deli danalar gibi böğürtlenli, kavunlu, karadutlu, çilekli(umm, şlooops),fişneli, şeftalili şarap içelim soğuk soğuk... sema kaygusuz'un "yere düşen dualar" romanını okuyalım, okutalım... http://www.dogankitap.com/haberler.asp?id=225

2.si; gece danalar gibi sokakta bağıran ve davulcuları kovalayan ben değilim; keşke olsam ama derin uykuya sahip bir şahısım efem...

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons