Saç boyaları market raflarında tanesi 5-10 YTL’ye satılmaya başlayalı beri herkes kolay yoldan renk değiştiriyor. Renk değiştirmeler neyse de o boyaların içindeki kimyasallar saç derisi yolu ile beyne nüfus ediyor olsa gerek ki aynı tornadan çıkmış tek tip görüntüler doğal karşılanmaya, farklı olanlar da tuhaf karşılanmaya başladı. Hayatlarında saç boyası prospektüsünden başka bir şey okumamış insanlara bir şeyler anlatmaya çalışmak, henüz hayatın çok başında olduğum şu yaşlarda zor geliyor ve yoruluyorum.
Uzun zamandır Pulp dinlememiştim. Common People’ı dinlerken gün içinde ister istemez muhatap olmak zorunda kaldığım şehir insanlarına karşı tahammül sınırımı nasıl yukarı çekebileceğimi düşündüm. Ve şuna karar verdim: Saygı sınırları içinde davranmayı avanaklık olarak görenlere karşı içimdeki bütün delilik potansiyelini seferber edeceğim.
Bütün banka memurları, gişe memurları, bilimum evrak-kağıt işi yapan genç-yaşlı bütün hemcinslerim bana “canım” diye hitap edebilir, dakika bir, gol bir senli benli olabilirler. Bundan sonra karşılarında “ay canikom, ojem bozulur diye şunu alamıyorum, rica etsem?” diyen bir Ezgi olacak. Onlar için normal sınırlar dahilinde olan bu cıvıklık, benim deliliğimin sınırlarını zorlayacak biraz. Gayet delice, değil mi? (cevap beklemiyorum.)
Yaratıcı düşündüğüme inanırım. Mesela Ramazan münasebetiyle televizyonlarda arzı endam eyleyen bir reklamın sloganına kendimce ekleme yaparak basit bir ürün reklamını Sosyal Mesaj İçerikli Reklam’a dönüştürdüm ve Ramazan ayını fırsat bilip fiyatları uçuranlara atıfta bulundum.
-Oooo, İnek de arz-ı endam eyledi…
-Ramazan diye anamız bellendi.
Şimdi bu metnin başına dönerek Youtube’dan aldığım Common People videosunu izlemenizi ve Jarvis’in sivri kaleminden dökülenlere kulak vermenizi naçizane öneririm.
0 yorum:
Yorum Gönder