Ön Not: Kedi Jr. Mektupları'na http://www.kurkehayir.org/jr3.htm adresinde Kürke Hayır'ın kuruluş amacı gereği az biraz soğuk olan imajını tatlandırmak için başlamıştım. Bizim sokakta bulup, Linda'ya sahiplendirdiğimiz Kedi Jr. şimdi 3 yaşında. Doğum günü geçti...Ama gene de teyzesi olarak( bunak teyzesi olarak) 1 yaşına girerken yazdığım yazıyı ve de öpücüklerimi yollayayım burdan...
Merhaba;
Size yazdığım son mektububun üzerinden bir yıl geçti.Artık 13 Temmuz'da 1 yaşına basacak koskocaman bir kediyim. Etraftaki herşey gibi ben de değişimler geçiriyorum. Büyümeye başladığımı önce annem Linda'nın bebek maması yerine erişkin kedi maması almasıyla fark etmeye başladım. Sonra vücudumda farklılıklar olmaya başladı,boyum uzadı. Artık oyun oynarken koltukların arasına sıkışıp, kalmıyorum. Tüylerim uzuyor, kilo almaya başladım ve yüzüm daha bir güzelleşti.
Ama büyüdüğümü bana asıl farkettiren, Linda'nın ben 9 aylıkken yaptığı konuşma oldu. O sabah, pencerenin kenarında kedilere bakıyordum ki, Linda karşısına oturttu beni ve şöyle dedi: '' Artık kocaman bir kedi oldun. Sağlığın için gerekli bir operasyon geçirmen gerekiyor. Çok basit bir işlem, 15 dakika sürüyor en fazla. Buna karşılık prostat kanseri (ne demekse o, büyümüş bir kedi olabilirim ama hala bazı terimleri anlamam zor oluyor.) ve hormonlarından kaynaklanan ve seni, dışarıdaki bir dişi kediyi ve doğacak en az 8 yavruyu çekebileceği muhtemel bir azaptan kurtaracağız.'' 2 hafta kadar sonra teyzem Ezgi'yi de alarak arabayla kısırlaştırmanın yapılacağı yere gittik. Barınakmış, konuşulurken duydum, ağaçlar içinde bir yer. Linda'yla Ezgi beni operasyonu yapacak veteriner hekimin yanına götürdü. Ameliyat masasına yatırdılar ve Linda kulağıma fısıldadı: ''Çok kısa sürecek, acı çekmeyeceksin. Biz de yanındayız. Korkma bebeğim.'' Sonra bir anda sesler azalmaya, yüzler silikleşmeye başladı ve hiçbirşey hissedemez oldum. Gözlerim kapandı ve heryer karardı.
Veteriner hekimin dokunuşuyla gözlerimi açtığımda bizimkileri beni izlerken buldum. Önce kalkamadım, başım döndü. Sonra ayağa kalkmayı başardım. Ben uyurken Linda fotoğraf bile çekmiş. Sonradan bana da gösterdi, baygınken çok komik gözüküyormuşum. Biraz barınağı dolaşmışlar, oradaki köpekleri incelemişler. Hatta tek gözü olmayan, adını Naciye koydukları (iyi ki bu kızlar bana ad koymaya kalkmamışlar, adım Şebelebettin filan olurdu herhalde!) siyah bir köpek onlara rehberlik yapmış. O sırada biraz gergin ve korkmuş olduğıumdan patisini sıkma fırsatı bulamadım ama kendisine buradan teşekkür ediyorum.
İşte böyle...Günlük hayat tüm hızıyla akıp, gidiyor. Küçüklüğümde yapmaktan hoşlandığım bazı şeylerden artık keyif almıyorum. Bebekken 16 saat falan uyuyordum, şimdilerde daha az bu süre. Onun yerine pencereden çevreye bakmayı daha çok seviyorum. Geçenlerde Ezgi'lerin evinde balkondan evin önündeki ağacın dalında yuvada duran yavru kargalara bakıyordum. Kötü bir niyetim yoktu sadece ne kadar lezzetli, ay pardon sevimli olduklarını düşünüyordum. O anda üzerime doğru gelen bir gölgeyle irkildim. Kocaman bir karga üzerime doğru pike yapıyordu! Anneleriymiş meğerse. Çok korktum, hemen içeri kaçtım. Aslında korkmam kuştan falan ama dalgınlığıma geldi işte.
12 gün sonra doğum günüm. Ezgi söz verdi. Bana tavuk pastası yapacakmış. Hemen en yakın veterinerin yerini düşündüm. Bari bolca su içeyim de zehir daha az etkilesin. Bir de bana süpriz hediye almış, kurmalı bir fare. Üzülmesin diye 1-2 defa pati attım ama sarmadı. Benim Peggy'im var, o daha zevkli.
Mektumu bu burada bitirmem gerekiyor. Hem sıkıldım, hem de uykum geldi.Battaniyemin üzerinde biraz kestireyim izninizle...Ha, bu arada, hayatınıza bir canlının girebilme durumu varsa, ertelemeyin!
0 yorum:
Yorum Gönder