İstanbul Film Festivali bu sene 30. yılını kutluyor. 1982 yılında başlayan bir macera bu. 30 yılda İstanbul'da neler değişti, saymaya gücümüz yetmez. Ama festival anılarından söz etmek gerektiğinde bir önceki festivalden bu yana kapalı olan güzelim Emek Sineması'nı anımsayıp hüzünlenmemek elde değil. Mesela ben, sinema sevgisi yüreğime düştüğünden bu yana Sophia Loren ile birlikte en çok sevdiğim İtalyan aktris Claudia Cardinale'yi kanlı canlı Emek'in o nefis sahnesinde gördüğümde nasıl heyecanlanmıştım, anlatamam. Anlatamam, ama festivalin 30. yılını sinema izleyicisinin anılarını da katarak kutlamak için yayınlanan Film Gibi 30 Yıl blogunda yazabilirim.
Festivalin ilk zamanlarında altyazı olmayan filmlerde yapılan simultane tercümelerin naifliği, film kaçıracağı için iş görüşmesine giderken içi yananlar, dersi kırıp soluğu Emek Sineması'nda alanlar, film izleyeceğim diye sınıfta kalanlar, uzayan bilet kuyruklarına aklı ermeyenler ve daha pek çok yaşanmışlık... Okuyun, 30 koca yıla tanıklık edin. Okumakla kalmayın, bu festivalin bir 30 yıl daha yaşaması için anılarınızı paylaşarak
0 yorum:
Yorum Gönder