Geçen haftanın Pazar gününden bu yana memleket sınırları dahilinde yazılıp çizilmedik, dürtüklenip irdelenmedik yeri kalmayan bir olay konuşuluyor malumunuz: İbrahim Tatlıses-Yıldız Tilbe'nin canlı yayında ettiği kavga. Olayı ya izlediniz, ya da gazetelerden okudunuz, tekrarlamak lüzumsuz. Benim olaya maydanoz olma nedenim ise Yıldız'ın şarkılarının sözlerine de yansıyan içten ve samimi arabeskini İbo'nun sulugöz yutmuş ağlak çocuk duyarlılığına ve bol gözyaşlı yapış yapışlığına tercih ediyor olmamdır.
Televizyonda "eğlence yapcam" diye gereksiz belden aşağı dokundurmalar, "seni ben yarattım" horozlanmaları, tatlı-sert ağabey modlamalarında saçma sapan laf dokundurmalar ve üstüne tetikçi kabadayı pozları yetmezmiş gibi, artık son derece ustalaşılan - ya da öyle sanılan - duygus(e)lleşmeler ve "yalnızım dostlarım yalnızım yalnız" mısralarında vuku bulan önceden planlı ağlamaklık ile seyirci kafalama çabaları içindeki birinin sahteliğindense kendini her an yıkabilecek (ecnebiler self destruction diyor) bir kadının hesapsızlığı her zaman yeğdir.
Self Destruction İyidir
Sırf bu şarkı için bile Yıldız diyorum
Not: Bu yazı tamamen sitenin hitini arttırma kaygısı ile klavyelenmiştir.
1 yorum:
hitimiz arttımı peki bakeem?
Yorum Gönder