İlk çıktığından bu yana Gmail kullanıyorum. Google, geçtiğimiz günlerde Gmail'e sevimli temalar ekleyerek daha kişisel bir e-posta arayüzü sundu kullanıcılara. Igoogle kadar kişiselleştirilmiş Gmail'imi de severek kullanıyorum. Burada ise tema tercihim "tea house". Adını Mualla koyduğum sincapımsı yaratığın günün çeşitli saatlerinde koca bir bahçe içindeki evinde sürdürdüğü dingin yaşamı izliyorum. Sabah civcivlerine yem verdikten sonra bahçesini sulayan Mualla, öğle yemeğini bahçede yiyip evini temizliyor. Sonra da maymun komşusu ile evinin terasında 5 çayını yudumluyor. Akşam yemeğini yedikten sonra da uykuya dalıp yeni güne hazırlanıyor. Yeni gün demem lafın gelişi aslında, Mualla hergün rutin bir biçimde aynı işleri yapıyor. Google karakterlerin hergün farklı birşey yaptığı bir temayı henüz oluşturamadı.
Yalnızca el yapımı ürünlerin satıldığı Etsy'den Le Petit Prince kartlığı satın aldım. Uzun zamandır aldığım en pahalı şeydi doğrusu. İş güç ile ilgili teferruat şeylere hala tam anlamı ile adapte olamadığımdan en azından malzemelerimi kendime göre seçip acımı hafifletiyorum bir anlamda. Tabi Linda sayesinde Etsy'den haberdar olmak az buçuk acı vermiyor değil, zira şu, şu ve şu benim olsun istiyorum acilen.
Bugün havadan sudan gevezelik ediyorum, gereksinimim varmış sanırım. Güne başlarken birkaç notu daha aktarmak istiyorum: İstanbul bu haftasonuna birbirinden güzel konserlerle başlayacak. Yarın ve cumartesi günü Novelle Vague Babylon'da sahne alıyor. Nouvelle Vague bileti bulamayıp yaya kalanlar ise Ghetto'da Fatima Spar ve Die Freedom Fries'ın zirzop şarkıları ile teselli buluyor. Müzikten söz etmişken belirtmekte fayda var, 2009 Britt Ödülleri açıklandı ve "Rockferry" albümü ile geçen seneyi katlanılır kılan Duffy, "En İyi Albüm", "En İyi Kadın Şarkıcı" ve "En İyi Çıkış Yapan Kadın Şarkıcı" olmak üzere 3 ödül birden kazandı.
Ne varsa İngilizler'de Var
1 yorum:
Benim de kullandığım tema "tea hause": iGoogle
Yorum Gönder