Üniversitedeyken herkesin nedense pek suratsız ve ketum olduğu İtalyanca sınıfıma ilk girdiğimde havanın ağırlığına dayanamamış ve duyulabilecek bir sesle "I am an ALIEN, I am a legal ALIEN, I am an Englishman in New York..." diye şarkı söylemiş, en azından birkaç kişi ile olsun iletişim kurmayı başarmıştım. Çalışan bir ailenin tek çocuğu olmanın verdiği "kendi kendine yetebilme" avantajını yüzlerin yabancı ve anlamsız geldiği kalabalıklarda iyi kullandığıma inanırım. Böyle anlarda aklıma The Doors'un fevkalade güzellikteki şarkısı "People Are Strange, When You are Stranger" gelir. "Kim bu insanlar, neden buradalar, ben neden buradayım, ne hakkında konuşuyorlar, bu konuşulanlar gerçekten beni ilgilendiriyor mu?" diye sorgulamaya başladıysam eğer, yalnızlığımın tadını çıkarma zamanım gelmiş demektir. Sanılanın aksine, yabancılık, kalabalıklar içinde yalnızlık veya suratların anlamsızlığı gibi terimleri korkutucu bulmam.
Ama şu ara müzik bile kurtaramıyor beni... Huzursuzum, takıntılarım ve takılmalarım had safhada ve ağzımdan çıkan sözcüklerin bana ait olmadığını falan düşünmeye başladım ki sanırım en kötüsü de bu: "bu ben miyim?" diye sürekli sorup durmak.
Terrible Angels-Coco Rosie
Ama şu ara müzik bile kurtaramıyor beni... Huzursuzum, takıntılarım ve takılmalarım had safhada ve ağzımdan çıkan sözcüklerin bana ait olmadığını falan düşünmeye başladım ki sanırım en kötüsü de bu: "bu ben miyim?" diye sürekli sorup durmak.
Şu ara bir Ciguli konseri ne iyi giderdi... Ama yok, Dire Straits ile idare...
Mark Knopfler mı dediniz? Cık... Pahalı.
Kızlar kızları korur...
Terrible Angels-Coco Rosie
1 yorum:
herkesin aynı duyguları yaşayıp farklı izdüşümlerine dağılmaları ne ilginçtir:) aslında rahatlatıcı bişi bu sanırım. hani her ne durumda olursan ol tak başınalıktan sıyıran bir sanrı.
internette kendimle ilgili bir şey ararken isminle sık sık karşılaştım. böyle tanışmak güzelmiş:)
Yorum Gönder