Bir köşede, afilli şamdanların içinde duran ve derin yaşanmışlıkları ve unutulmuşlukları olan mumları ortalığa çıkarmamla keyfimin sönmesi bir oldu. Zira bu mumları aslında bir zamanlar kullanmışız. Kullandığımız için de fitil iyice muma gömülmüş. "Fakir hırsızlığa çıkmış, ay akşamdan doğmuş" diye söylenerek mumları mutfakta ufak bir operasyona aldım. Keskin bir bıçakla biraz kesip, fitili gömüldüğü yerden çıkardım. Sonra mutfak dolabında nasılsa dolu bir çakmak bulup yaktım. Pek mum kokulu oldu.
Sonra Billie Holiday CD'lerimle Kallavi Pioneer'a doğru yürüdüm. Müzik seti deyip geçmeyin. Ben şimdiki müzik zevkimin (kimine göre zevksizliğimin) bir bölümünü Hayat Ansiklopedisi ile Kallavi Pioneer'a borçluyum. Ben bluğ denen o iğrenç çağa girerken aileye katılmıştı kendisi. Nereden baksanız 10 senesi var. (Ondan önceki 10 sene Şuayip Lorenz (Shaub Lorenz) ile geçmişti. Hoş, bu ikisi hala bizimle.) Uzatmayayım, Kallavi Pioneer'a "al bunu çal bakalım" diye CD'yi uzattım ama ne kadar nanemolla olduğunu unutmuşum. CD'yi evirdi, çevirdi, söylendi, homurdandı, sonra çıkarıp kafama attı! Ben gururluyumdur, gelemem böyle aleni yanlışlara, Kallavi Pioneer'a sinirlenip yaşam ünitesinin bağlantısını kestim.-fişini çektim yani.- Hasta eks oldu.-set kapandı. Neyse ki Safiye var. Billie Holiday CD'mi verdim, dijital ortamda güzel güzel çalıyor. I Love You Porgy albümünden "Easy To Remember." Kucakta yine bir kedi, bu sefer Cancan. Kitap ise "Gavur Mahallesi", Mıgırdiç Margosyan'dan.
Aslında biliyor musunuz, ben bu cuma Eskişehir'e gitmek istemiştim. Meğer gelecek hafta vizeler varmış. Oysa Sinema Kulübü Palto Film Günleri adında bir etkinlik düzenliyor. Film programında Köprüdeki Kız, İhtiyar Delikanlı ve Fargo gibi filmler var. Gitmişken Sinema Anadolu'yu tavaf edip hacı olayım diyordum ama "sakın gelme bayramdan sonraya kadar!" dediler. Sanki onlar ders çalışırken ben habire konuşacakmışım, yoldan çıkarıp sinemaya sürükleyecekmişim gibi... İlk defa Eskişehir'deki ilk yılımda seyrettiğim "Köprüdeki Kız" da Marianne Faithfull'u dinleyip aynı yerde ağlarmışım gibi... Gecenin ayazında krem karamel diye tutturup dururmuşum gibi... Geceden sabaha saçmalarmışım gibi... Bilirim, güzeldir oralar şimdi. Kampüsteki büyük ağacımızı süslemişlerdir. Belki kar yağıyordur. Belki bisikletine binmeye kıyamayan yaşlı adam aynı yerde duruyordur. Aradan hiç zaman geçmemiş, hiç kimseyi kaybetmemişizdir belki...
0 yorum:
Yorum Gönder