- Bugün otobüste giderken tam önümde duran tahminen 16 -17 yaşlarındaki genç kızın gözyaşlarına boğulduğunu gördüm. Ben prensip olarak -prensipliyim evet- halka açık yerlerde ağlayan birine "neden ağlıyorsun?" diye sormam. İnsanların halka açık yerlerde ağlamaya hakları olmalı. Neyse. Otobüstekiler kıza "neden ağlıyorsun?" diye sordular. Kız tam arkasında duran yaşlı bir adam olduğunu, adamın kendisine yaslanıp durduğunu, önce yaşlı olduğu için dayandığını sandığını, ama adamın kendisini taciz ettiğini söyledi. Kız kendine yapılan tacize sessiz kalmış, dahası gururuna yedirememiş ve bu yüzden içini çeke çeke ağlıyordu. Tecavüze uğramış kadınların kendilerini güçsüz ve kirli hissedip susmasından farkı yoktu durumun, otobüstekiler sessiz kalmasaydın ya yavrum dediler, teselliye çalıştılar ama kız ağladı, ağladı ve ağladı. Bu sırada tacizci çoktan otobüsten inmişti, kız sessizliğiyle kalmıştı, insanlar "kıza sessiz kalmasaydın keşke yavrum, dersini verirdik" dediler ve kız sakinleşti.
- Üsküdar'dan Kabataş'a geçmek istedik. Ama Beşiktaş iskelesinde derbi yüzünden arbede çıkmış. Polis iskeleyi kapatmış. 15-20 dk. motorlar işlemedi. Sonra tekrar açtılar.
- Bugün Üsküdar'da çileğin kilosu 2 lira, eriğin ise 7,5 liraydı.
- İstanbul'da yaşayan bir obur olarak, yeni evi seçerken etraftaki yiyecek-içecek bolluğunu göz önünde bulundurmadım desem yalan olur. Yine de, İstanbul'un en leziz profiterolünü yapan Manolya Pastanesi'nden ve meyveli dondurmanın hasını yapan Yaşar Usta'dan ayrılacak olmak beni hüzünlendirmiyor değil. Neyse ki, Kanaat Lokantası, Çiya ve Baylan gibi lezzetiyle meşhur yerlere yaklaşmanın sevinci içindeyim. On yıllık Bostancılılığımı noktalarken, akıbetimi meçhul, damak tadımı ise şanslı addediyorum.
Bir pazar günü benim cephede işte böyle geçti. Hah, söylemeden geçmeyeyim, bugün müzikçalarımda Black Heart Procession dönüp durdu ve BHP'nın 27 Mayıs'ta vereceği İstanbul konserinin ne harikulade olacağını da düşündüm durdum.
0 yorum:
Yorum Gönder