Geçtiğimiz gün sıcaktan bunalmış ve yorgun ve sinirim tepemde bir şekilde metronun engelliler için kullanılması gereken (!) asansörünün hemen yanındaki koridordan yürürken absürd bir tartışmaya şahit oldum. (sadece şahit evet) Genç bir adam yanında ağır bir yükle asansörü bekliyordu. Yanında ise kelli felli, neresinden engelli olduğu çıplak gözle anlaşılamayan bir başka adam vardı. Gence dönüp: "Biraz arkada durman lazım senin!" dedi sertçe. O da "nedenmiş o?" diye sorunca "sen o yükünle binersen biz dışarda kalırız." diye cevapladı. "İyi de bunu başka türlü çıkaramam!" diye kendini savundu genç olanı. "Bu yük asansörü değil, insan taşınıyor!" dedi ötekisi. Tartışmanın devamını dinlemeden yürüdüm gittim. Aklıma geçtiğimiz nisan ayında alçılı ayağım nedeniyle binmeye teşebbüs ettiğim asansörü dakikalarca beklemem ve sapasağlam adamların bir yaşlı adamı, bir bebek arabalı kadını ve bir de alçılı beni dışarıda bırakıp asansöre doluşmaları geldi. "Nerenizden engellisiniz pek merak ediyorum doğrusu?" demiştim o gün ve kıçımı dönüp yürüyen merdivenlere doğru yürümüştüm.
O asansör, yükü olanlar ve fiziksel engelliler için ne yazık ki ey kıçını kaldırmaktan acizler, bu acı gerçeği artık kabul edin artık bir zahmet.
0 yorum:
Yorum Gönder