Gittiğim hiçbir yerde sesinin ve kahkahasının tonunu ayarlayabilen bir kadın olamadım. Eski Türk filmlerinin en vazgeçilmez prototipi olan dolgun ve de olgun pavyon kadını kahkahasının bir benzerini atıyorum gülerken. Beni iyi tanıyanlar "şttt, yavaş biraz" demenin anlamsızlığını bilirler. Uyarmaya kalkanlar ise "ben gürültü yapmıyorum, etraf sessiz" cevabını alırlar ve asla kahkahamla uğraşılmaması gerektiğini öğrenirler.
Kusurlu bir kadın olarak abuk subuk ölçü dayatmalarına, tek tiplileştirilmeye, "sus söyleme, dur eyleme" çıkışmalarına, uzun lafın kısası kendime yabancılaştırılmaya, olmadığım bir gibi davranmaya ya da görünmeye zorlanmaya gelemiyorum. Herhangi bir ast-üst ilişkisi ya da başka bir sebeple bu yönde baskılamaya çalışanlara karşı umursamazlık zırhımı kuşanıyorum. Gerçek dostlarım kusurlarla dolu kusursuz insanlar olduğundan standart dışı ne yaparsam yapayım duygularıma ket vurmak zorunda bırakılmıyorum. Hatalı/defolu giysileri, çatlak seslerin söylediği şarkıları, gıcırtılı kapıları, rengi solmuş mobilyaları, zamanla aşınmış yüzleri, kopup duran filmleri ve kusurlarını güzel kılmayı başaran insanları seviyor ve yaşamımın bana ait olan kısmını bütün bu parçalarla tamamlıyorum.
Dün akşam Linda'nın evinde kurduğumuz rakı masasına çok lezzetli hazırlanmış deniz börülcesinden kocaman bir çatal almışken Fellini'nin kusurları ile güzelleşen kadınları geldi aklıma. Eğri burunlu, çarpık bacaklı, göbeği çıkmış ya da saçları dağılmış ama dansıyla ortalığı ateşe veren, kocaman siyah gözleri ile baktığında söze gerek bırakmayan ya da gülüşüyle ortalığı yangın yerine çeviren kadınlar... Gerçek kadınlar!
Bu kadar kusur kadı kızında da olur:
Şişko-lezzo feministo Beth Ditto ile Jarvis Cocker ile birlikte Temptation'ı yorumluyor
0 yorum:
Yorum Gönder