10 Eylül 2006 Pazar

Door to The River



Son günlerde kadim dost "Manic Street Preachers"in döne döne dinlediğim, her melodisi beni benden alıp yerlere vuran parçası "Door to the River" la kavga ediyorum ölesiye, yerden yere çarpıyor beni her dinleyişimde. Yenilen pehlivan güreşe doymaz hesabı yeniden kalkıyorum, "yeniden çal" düğmesine gidiyor elim. "Everything Will Flow" ile bir olup bütün gücümü akıtıyorlar damarlarımdan. Yeniden toparlanıncaya kadar korkunç başağrıları çekiyor, ağır grip geçiriyormuşcasına yerimden kalkamıyorum.Evet bu aralar kalp seviyemden boğazıma kadar bir garip sıkışma mevcut. Elimi "Girl, You will be a woman soon" a uzatıyorum, "yok" diyor, "ben değilim seni yerinden kaldıracak olan." "Ne peki?" diyorum, "Daha hazır değilsin yeni bir yüzleşmeye sen" diyor "Tears in my beer" neşeli neşeli. "Olduğun yerde kal ve sıkıntılarının tadını çıkar, daha öğrenecek çok şeyin var." diyor "Everybody's gotta learn sometime." "Ruhum yerli yerinde ama duygularımı yitiriyorum." diyorum, "Replik çalıyorsun Ezgi, yapma!" diye bağırıyor "Disorder" "Gideyim madem, çok oturdum" diyorum, "Kim sana izin verdi gitmen için?" diye bağırıyor arkamdan "Who Let You Go"
Başa alıyorum yeniden.

Ayrıca cenazemde "Epitaph" çalsın istiyorum, tabut mezara inerken şarkı bitsin, hani böyle de müzikal olsun gidişim.

Peki siz 90'lı yılların o meşhur Parliament Sinema Kuşağı'nı hatırlıyor musunuz bakalım? Peki ya şarkısını?
"All My Life" desem?


Ezgi, sen "yaşamsın" kızım.:)

1 yorum:

Ozan Ezgi Berberoğlu dedi ki...

Manic Street Preachers ha?

Yıllar önceydi, çevirip çevirip dinlerdim ve her sefer katılırdım nakaratına;

"You stole the sun from my heart!
You stole the sun from
You stole the sun from
My heart!"

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons