16 Kasım 2008 Pazar

Canına Kıyan Kelebekler

Kim Ki Duk'un 14. filmi Soom / Nefes'i 15. filmi Bi-Mong / Rüya'dan birkaç gün sonra izledim. Rüya'nın son sahnesinde kadın kendini asarak öldürüyor, sonra da kelebek olup kaldığı akıl hastanesinin demir parmaklıklı hücresinden uçuyor ve köprüden atlayarak intihar eden sevgilisinin cansız bedenine konuyor. Bu sahnenin olanca klişeliği ve güzelliği beynime kazınmış olmalı ki, Nefes'i izlerken boğazını keserek intihara kalkışan ama her defasında hayata dönen idam mahkumu aklıma şu soruyu getirdi: Hep kelebeklerin ömrü çok kısa diye onlar adına üzülürüz ya, belki de işin aslı öyle değildir? Belki kelebekler için bir ya da iki gün ömür çok uzun bir süredir? Belki yetmiş yıl yaşamayı uzun ve anlamsız bularak kendini öldüren insanlar gibi bu dünyaya fazla geldiğini düşünerek canına kıyan kelebekler de vardır?


Kelebek olmadan kelebeklerin hayatlarının uzunluğu ya da kısalığı hakkında ahkam kesmek, onlar adına üzülmek ya da varlıklarına imgesel anlamlar yüklemek: tam insanoğlundan beklenecek bir davranış biçimi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons