8 Kasım 2009 Pazar

Çingene Yüreğim İster Bir İstanbul Şarkısı Çalsın, Kalp Hüzünlü Bir Fado ile Yansın

DSC_0355


Bir haftasonu tatilininin daha sonuna geldik sayın seyirciler. Bendeniz, prensip icabı haftasonu eğer çıkmama değecek bir şey yoksa sokağa çıkmayan, müzikçalar, kitaplık, dizüstü bilgisyar, televizyon ve de dvd player arasında mekik dokuyan sıkıcı bir insanım. Bunun nedeni, büyük ölçüde üşengeçliğim olduğu kadar, artık şirazesinden çıkmış İstanbul trafiğidir ki zaten kendi arzum dışındaki mobiliteden tiksinen bünyem kaldıramaz, hastalanırım. Yani "hadi şöyle bir dolanayım, çıkıp bilmemnereye gideyim" insanı değilim her türlü spontaneliğime rağmen.



Yine öyle bir Pazar gününde, TV'de keyfime göre bir Türk filmi bulamayıp "Burn After Reading" i izledim, anneme ayva marmelatı tarifi verdim, sevdiğim blogları kıraat edip yazarlarını eser miktarda kıskandım, Antony'den Bird Gerhl şarkısını en az beş kez dinledim ve Pazar gecesi sendromuna girdim. Girdiğim gibi de oturdum, Kasım boyunca yapacaklarımın bir listesini çıkardım.

İstanbul'un Kadını, İstanbul'un Babylon'unda


Sema, "Efsane Hanımlar" namlı albümünü, öyküleriyle etkili, sesleriyle büyülü Cumhuriyet hanımefendilerine armağan etmişti, ben onların şimdiki zaman yankısıyım diye ekleyerek... Bir Kasım akşamı, güzel bir sesten hüzünlü İstanbul şarkıları dinlemek... İstanbul'daki en sevdiğim müzik mabedinde... Kusura kalmayın dostlar, 10 Kasım Salı günü evde yokum, telefonum ise sessizde. Çünkü Sema Babylon'da, Sema sahnede.



Portekiz'in İçten Müziği 12 Kasım'da CRR'de


Rembetiko, Fado ve içli Anadolu ağıtları. Bunlar tam olarak birbirinin karşılığı değil belki, ama bende hep aynı duyguyu yaratırlar. O duygu "içtenlik"tir. Yalın ve süssüz, yalansız ve dolambaçsız. İşte bu sebepledir ki, geçen yıl İstanbul Film Festivali programında Carlos Saura'nın "Fados adlı yapıtını görünce sevinmiştim. Şimdi ise, filmden unutamadığım bir kare, müzikal bir enstantane olarak yeniden hayat buluyor. "Casa de Fados / Fado Evi" adı verilen konserde, Portekiz'in içten müziği Fadolar, Saura'nın filmindeki müzisyen ve şarkıcılar tarafından yorumlanıyor. Ve bu özel konser, 12 Kasım Perşembe günü CRR'de bizler gibi güzel insanlarla buluşuyor.


Yine Yeni Yeniden Pink Martini


Her pazar otomatik olarak dilime takılan bir şarkı var: "Je ne veux pas travailler". Nedense. :) İşbu enfes şarkının icracısı Pink Martini, defalarca İstanbul'a gelmiş ama bendeniz her defasında nasıl becerdiysem şehir dışında olduğumdan canlı dinleyememiştim. Neyse ki, buradaki Pink Martini düşkünlüğünü bildiklerinden her turnelerine İstanbul'u da eklemeyi ihmal etmiyorlar. Bu seneki Pink Martini buluşmamız, 24 Kasım Salı günü İş Sanat'da yeni albümleri şerefine gerçekleşecek.


Tanrı Meşgul, Ama Kultur Shock Eğlenmenize Yardım Eder


Kultur Shock da daha önce İstanbul'a gelenlerden. Hatta ikinci gelişlerini ben de oldukça net hatırlıyorum. Aylardan Mart'tı, ben yine İstanbul'da değildim ve konseri kaçırdığım için epeyce ağlamaklı olmuştum. Kultur Shock, bu sefer bir kış günü aramıza teşrif edecek. Şimdiden ajandanızın mühim bir satırına yazın, zira Osman Aga, God is Busy, May I Help You?, Mastika ya da Sarajevo çaldıkça damarlarınızdaki tüm çingene kanı boşalacak, midenizden yukarı bir sıcaklık zuhur edecek ve başınız daha hızlı dönecek. Tüm bunlar 29 Kasım'da başınıza gelecek. İsterseniz şu linkten bir tadım yapın, sonra çok acil bir şey olmaz ise, Jolly Joker Balans'da buluşalım.



0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons