6 Aralık 2010 Pazartesi

Küp Şekerin Hıçkırık Kesme Gücü

Çocukken iki şeyi çok merak ederdim. Aslında pek çok şeyi merak ederdim, ama bu ikisinin içimde uyandırdığı merak duygusu diğerlerinden az biraz daha fazlaydı. İlki, derin bir uykudayken yüksek bir yerden düşme hissiyle aniden uyanmamızın nedeni, ikincisi ise, bir hıçkırık krizini geçirmek için tüm saçma sapan davranışları yerine getirdikten ve başaramadıktan sonra emilen bir adet küp şekerin hıçkırığı nasıl kestiğiydi. İlk sorumun yanıtını uzun uzadıya aramama gerek kalmadan Jack London'ın 'Ademden Önce' kitabından aldım. London, hepimizin bir şekilde yaşadığı yüksekten düşme korkusunun atalarımızdan miras kaldığını savunuyor; bu tezini de daldan dala atlayan atalarımızın temel ölüm nedenlerinden biri yüksekten düşmek olduğuna ve bu korkunun bilinçaltına kadar işleyerek modern zamanlara kadar ulaştığını anlatıyordu. London'ın bu teorisi yeni yeni öğrenmeye başladığım Evrim Teorisi'nden geliyor ve aklıma yatıyordu.


Ama ikinci merakım, yani hıçkırıkla ilgili olan, hala bir muammaydı. Çok hıçkıran bir çocuktum. Nefesimi tutar, başımı poşetin içine sokup karbondioksit solur, kendime 'bööö' dedittirir, 'hıçkırık tuttu beni, tuttu da guruttu beni' şarkısını söyleyip güler, yani hıçkırık kesmek için ne yapılıyorsa yapardım. Sonunda bir kesme şeker yutmam gerektiği söylendi ve Bingo! O iğrenç hıklamalarım kesiliyordu artık! Öyle mutluydum ki! Ne zaman inatçı hıçkırığım tutsa hemen bir parça şekerle hakkından geliyordum! O gün bugündür hıçkırık kesmekle ilgili tek kesin yöntem bilirim (yani benim bünyemde demek istiyorum), o da şekerdir. Nedenini niçinini araştırdım ama hala bulabildiğim söylenemez. İçindeki karbondan dolayı mı acaba?


Konuyu nereye getireceğim? Aslında hiç bir yere. Yani bu girişi hıçkırık neden şeker yutulunca geçer sorusunun cevabını bilen varsa bana yazsın demek için yaptım. Çok mu şart öğrenmem? Hayır tabi ki. Sonuçta inatçı hıçkırıklarımı böylesine basit bir yöntemle geçirebiliyorum. Hıçkırarak ölen insan duymadım ama kas gevşetici kullananlar, operasyonla yutağına müdahale edilenler filan varnış tıpta. Benimki az derecede inatçı hıçkırık sınıfında, ne şans. Buyrun burdan yakın, yine sevinecek bir şey buldum. İyi ki hıçkırığım kontrol edilemeyecek kadar deli bir hıçkırık değil, lay lay lom!


Şu anda yukarıdaki paragrafı okuyan 3 kişiden 1'i bana ifrit oldu biliyorum. Ne de olsa, iyimserlik ya da neşe dendiğinde üç kere düşünen, bu kavramlardan pek hazetmeyen, beyninin arka tarafında tilkiler dolaşan bir nesiliz. Bu yüzden şimdi yazının dümenini kırıyor ve bugün Salon İKSV'de konser verecek olan These New Puritans'ın yeni albümünden 'Hologram' ve 'Elvis' parçalarını çok beğendiğim bilgisini sizinle paylaşıyorum.


E, bu bilgi de mi bir işinize yaramayacak? O zaman kapıyı usulca çekin ve yarın gelin efenim. Mersi.






0 yorum:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons