31 Ocak 2009 Cumartesi

!f İstanbul 2009 Seçkisi



Siteyi takip edenler bilir, film festivalleri öncesi kendi film seçkimi paylaşmayı adet edindim. Geleneği bozmuyor ve biletleri yarından itibaren www.mybilet.com adresinde satışa sunulacak olan !f 2009 Uluslararası Bağımsız Film Festivali için hazırladığım listeyi sunuyorum.


- At The Edge Of The World / Dan Stone / 2008

- Berlin Calling / Hannes Stöhr / 2008

- Tokyo! / Bong Joon Ho / 2008

- Slumdog Millionare / Danny Boyle / 2008

- The Sky Crawlers / Mamoru Oshii / 2008

- O Lucky Man! / Linsday Anderson / 1973

- Sonic Youth: Sleeping Nights Awake / Michael Albright / 2007

- Close Up Kurds / Yüksel Yavuz / 2007

- Be Like Others / Tanaz Eshaghian / 2008


!f Demişken

Geçen senenin seçkisi

Fısıltılı tepkiler 2008


!f İstanbul 2009 Seçkisi



Siteyi takip edenler bilir, film festivalleri öncesi kendi film seçkimi paylaşmayı adet edindim. Geleneği bozmuyor ve biletleri yarından itibaren www.mybilet.com adresinde satışa sunulacak olan !f 2009 Uluslararası Bağımsız Film Festivali için hazırladığım listeyi sunuyorum.


- At The Edge Of The World / Dan Stone / 2008

- Berlin Calling / Hannes Stöhr / 2008

- Tokyo! / Bong Joon Ho / 2008

- Slumdog Millionare / Danny Boyle / 2008

- The Sky Crawlers / Mamoru Oshii / 2008

- O Lucky Man! / Linsday Anderson / 1973

- Sonic Youth: Sleeping Nights Awake / Michael Albright / 2007

- Close Up Kurds / Yüksel Yavuz / 2007

- Be Like Others / Tanaz Eshaghian / 2008


!f Demişken

Geçen senenin seçkisi

Fısıltılı tepkiler 2008


!f İstanbul 2009 Seçkisi



Siteyi takip edenler bilir, film festivalleri öncesi kendi film seçkimi paylaşmayı adet edindim. Geleneği bozmuyor ve biletleri yarından itibaren www.mybilet.com adresinde satışa sunulacak olan !f 2009 Uluslararası Bağımsız Film Festivali için hazırladığım listeyi sunuyorum.


- At The Edge Of The World / Dan Stone / 2008

- Berlin Calling / Hannes Stöhr / 2008

- Tokyo! / Bong Joon Ho / 2008

- Slumdog Millionare / Danny Boyle / 2008

- The Sky Crawlers / Mamoru Oshii / 2008

- O Lucky Man! / Linsday Anderson / 1973

- Sonic Youth: Sleeping Nights Awake / Michael Albright / 2007

- Close Up Kurds / Yüksel Yavuz / 2007

- Be Like Others / Tanaz Eshaghian / 2008


!f Demişken

Geçen senenin seçkisi

Fısıltılı tepkiler 2008


28 Ocak 2009 Çarşamba

Bu Ülkede Herşey Siz "Uyurken" Olur


Sulukule Çocuk Atölyesi, çocukların darbukalı direnişi ile Cumartesi günü yıkımdan kurtulmuştu.



Ancak, çocukların darbukayla seslendirilen umudu kimseyi uyandırmaya yet(e)medi. Pazartesi sabahı, küçük direnişçilerin uykuda olduğu saatte belediyenin dozeri merkezin kapısına dayandı.


Geriye çocukların anlamlı direnişini belgeleyen fotoğraflar kaldı.




Bu Ülkede Herşey Siz "Uyurken" Olur


Sulukule Çocuk Atölyesi, çocukların darbukalı direnişi ile Cumartesi günü yıkımdan kurtulmuştu.



Ancak, çocukların darbukayla seslendirilen umudu kimseyi uyandırmaya yet(e)medi. Pazartesi sabahı, küçük direnişçilerin uykuda olduğu saatte belediyenin dozeri merkezin kapısına dayandı.


Geriye çocukların anlamlı direnişini belgeleyen fotoğraflar kaldı.




Bu Ülkede Herşey Siz "Uyurken" Olur


Sulukule Çocuk Atölyesi, çocukların darbukalı direnişi ile Cumartesi günü yıkımdan kurtulmuştu.



Ancak, çocukların darbukayla seslendirilen umudu kimseyi uyandırmaya yet(e)medi. Pazartesi sabahı, küçük direnişçilerin uykuda olduğu saatte belediyenin dozeri merkezin kapısına dayandı.


Geriye çocukların anlamlı direnişini belgeleyen fotoğraflar kaldı.




27 Ocak 2009 Salı

Burası Sulukule, Burada "Yıkım" Yok

23 Ocak Cuma günü, Fatih Belediyesi'nden gelen yıkım ekipleri, aylardır Çocuk Merkezi işlevini gören binayı yıkmak üzere bölgeye vardıklarında karşılarında çocukları buldular. Yaşları 4 ile 12 arasında değişen yaklaşık onbeş çocuk, dozerlere rağmen binanın üst katına çıkıp pencerelerden yıkımlara ve belediyeye karşı hep bir ağızdan sloganlar attılar, şarkılar söylediler ve darbukalarını çaldılar.

Çocuklar, atölyede gönüllü abla ve abilerinin bulunamadığı ve dolayısıyla merkezin kapalı oldugu bir anda dozerlerin geldigini duyunca bir kac dakika içinde kendi kendilerine harekete geçtiler… Büyüklerini bile cağirmaya firsat bulamadan veya gerek görmeden birbirlerini hızla haberdar ettiler… Evlerinden , darbukalarını da almayı unutmadan merkeze koşan çocular, hemen binaya girip kendilerini kilitlediler ve belki de dünyanın en ilginc ve türünde bir ilk olan direnişi gerçekletirdiler…

Çocular, darbuka çalıp, şarkı söylerek sloganlar attılar: 'burası Sulukule, burda yıkım yok!', 'Sulukule bizimdir, bizim kalacak!', 'Sulukule buraya, yumruk havaya!'… Nakaratlarıyla büyüdükleri 'Aman Sulukule, Canım Sulukule' adlı şarkıyla coştular…

Haberi duyup olay yerine gelen, Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği başkanı Şükrü Pündük'ün araya girmesiyle zabıta, çocukların binayı işgal etmiş olmasının yıkımı olanaksız hale getirdiğine karar verip mahalleyi terk etti. Ekipler mahalleyi terk ederken çocuklar şarkılar söyleyip darbukalarını çalmaya devam ettiler.

Mahalle Derneği, zorunlu yer değiştirme ve yıkıma maruz kalan çocukların travmadan kaçabildikleri, ve manevi destek bulabildikleri tek alan olarak varlık gösteren atölyenin mahalledeki yıkımlar tamamlanana kadar ayakta tutulmasını talep ediyor. Zabıtalar yaklaşık 2 hafta önce de yıkmaya geldilerinde atölyede bulunan gönüllüler duruma itirazlarını dile getirmişler, buna karşılık Fatih Belediyesi talebin yazılı ve resmi bir dilekçe halinde kurumlarına iletilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. İmzalı dilekçeyi belediyeye ileten gönüllülerin ve mahalle derneğin çabaları karşısında, belediye söz konusu binanın son ana kadar yıkılmayacağına dair prensip sözü vermişti. Ama belediye, geçtiğimiz Cuma günü, merkeze yine dozerleri gönderek bir kez daha sözünde durmayacağını gösterdi.

Sulukule 2007 yılından bu yana Fatih Belediyesi ve TOKİ işbirliğince hazırlanan dönüşüm projesi kapsamında gerçekleştirilen yıkımlara sahne oluyor. Proje, tarihi Roman mahallesinin ortadan kadırılıp yerine taklit sivil Osmanlı ve Türk mimarisi örneği villalar, bir otel ve bir alışveriş merkezinin de bulunduğu yeni bir alanının inşa edilmesini öngörüyor. Belediyenin projesine karşı çıkan sivil mücadele 2006 yılından bu yana devam ediyor, ancak günümüze değin proje alanındaki 500'ü aşkın binanın yaklaşık 150'si yıkılmış durumda. Yaklaşık 5000 kişi zorunlu yer değiştirmeye maruz kaldı ve kalmaya devam ediyor…

Kaynak: Sulukule Platformu

Burası Sulukule, Burada "Yıkım" Yok

23 Ocak Cuma günü, Fatih Belediyesi'nden gelen yıkım ekipleri, aylardır Çocuk Merkezi işlevini gören binayı yıkmak üzere bölgeye vardıklarında karşılarında çocukları buldular. Yaşları 4 ile 12 arasında değişen yaklaşık onbeş çocuk, dozerlere rağmen binanın üst katına çıkıp pencerelerden yıkımlara ve belediyeye karşı hep bir ağızdan sloganlar attılar, şarkılar söylediler ve darbukalarını çaldılar.

Çocuklar, atölyede gönüllü abla ve abilerinin bulunamadığı ve dolayısıyla merkezin kapalı oldugu bir anda dozerlerin geldigini duyunca bir kac dakika içinde kendi kendilerine harekete geçtiler… Büyüklerini bile cağirmaya firsat bulamadan veya gerek görmeden birbirlerini hızla haberdar ettiler… Evlerinden , darbukalarını da almayı unutmadan merkeze koşan çocular, hemen binaya girip kendilerini kilitlediler ve belki de dünyanın en ilginc ve türünde bir ilk olan direnişi gerçekletirdiler…

Çocular, darbuka çalıp, şarkı söylerek sloganlar attılar: 'burası Sulukule, burda yıkım yok!', 'Sulukule bizimdir, bizim kalacak!', 'Sulukule buraya, yumruk havaya!'… Nakaratlarıyla büyüdükleri 'Aman Sulukule, Canım Sulukule' adlı şarkıyla coştular…

Haberi duyup olay yerine gelen, Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği başkanı Şükrü Pündük'ün araya girmesiyle zabıta, çocukların binayı işgal etmiş olmasının yıkımı olanaksız hale getirdiğine karar verip mahalleyi terk etti. Ekipler mahalleyi terk ederken çocuklar şarkılar söyleyip darbukalarını çalmaya devam ettiler.

Mahalle Derneği, zorunlu yer değiştirme ve yıkıma maruz kalan çocukların travmadan kaçabildikleri, ve manevi destek bulabildikleri tek alan olarak varlık gösteren atölyenin mahalledeki yıkımlar tamamlanana kadar ayakta tutulmasını talep ediyor. Zabıtalar yaklaşık 2 hafta önce de yıkmaya geldilerinde atölyede bulunan gönüllüler duruma itirazlarını dile getirmişler, buna karşılık Fatih Belediyesi talebin yazılı ve resmi bir dilekçe halinde kurumlarına iletilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. İmzalı dilekçeyi belediyeye ileten gönüllülerin ve mahalle derneğin çabaları karşısında, belediye söz konusu binanın son ana kadar yıkılmayacağına dair prensip sözü vermişti. Ama belediye, geçtiğimiz Cuma günü, merkeze yine dozerleri gönderek bir kez daha sözünde durmayacağını gösterdi.

Sulukule 2007 yılından bu yana Fatih Belediyesi ve TOKİ işbirliğince hazırlanan dönüşüm projesi kapsamında gerçekleştirilen yıkımlara sahne oluyor. Proje, tarihi Roman mahallesinin ortadan kadırılıp yerine taklit sivil Osmanlı ve Türk mimarisi örneği villalar, bir otel ve bir alışveriş merkezinin de bulunduğu yeni bir alanının inşa edilmesini öngörüyor. Belediyenin projesine karşı çıkan sivil mücadele 2006 yılından bu yana devam ediyor, ancak günümüze değin proje alanındaki 500'ü aşkın binanın yaklaşık 150'si yıkılmış durumda. Yaklaşık 5000 kişi zorunlu yer değiştirmeye maruz kaldı ve kalmaya devam ediyor…

Kaynak: Sulukule Platformu

Burası Sulukule, Burada "Yıkım" Yok

23 Ocak Cuma günü, Fatih Belediyesi'nden gelen yıkım ekipleri, aylardır Çocuk Merkezi işlevini gören binayı yıkmak üzere bölgeye vardıklarında karşılarında çocukları buldular. Yaşları 4 ile 12 arasında değişen yaklaşık onbeş çocuk, dozerlere rağmen binanın üst katına çıkıp pencerelerden yıkımlara ve belediyeye karşı hep bir ağızdan sloganlar attılar, şarkılar söylediler ve darbukalarını çaldılar.

Çocuklar, atölyede gönüllü abla ve abilerinin bulunamadığı ve dolayısıyla merkezin kapalı oldugu bir anda dozerlerin geldigini duyunca bir kac dakika içinde kendi kendilerine harekete geçtiler… Büyüklerini bile cağirmaya firsat bulamadan veya gerek görmeden birbirlerini hızla haberdar ettiler… Evlerinden , darbukalarını da almayı unutmadan merkeze koşan çocular, hemen binaya girip kendilerini kilitlediler ve belki de dünyanın en ilginc ve türünde bir ilk olan direnişi gerçekletirdiler…

Çocular, darbuka çalıp, şarkı söylerek sloganlar attılar: 'burası Sulukule, burda yıkım yok!', 'Sulukule bizimdir, bizim kalacak!', 'Sulukule buraya, yumruk havaya!'… Nakaratlarıyla büyüdükleri 'Aman Sulukule, Canım Sulukule' adlı şarkıyla coştular…

Haberi duyup olay yerine gelen, Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği başkanı Şükrü Pündük'ün araya girmesiyle zabıta, çocukların binayı işgal etmiş olmasının yıkımı olanaksız hale getirdiğine karar verip mahalleyi terk etti. Ekipler mahalleyi terk ederken çocuklar şarkılar söyleyip darbukalarını çalmaya devam ettiler.

Mahalle Derneği, zorunlu yer değiştirme ve yıkıma maruz kalan çocukların travmadan kaçabildikleri, ve manevi destek bulabildikleri tek alan olarak varlık gösteren atölyenin mahalledeki yıkımlar tamamlanana kadar ayakta tutulmasını talep ediyor. Zabıtalar yaklaşık 2 hafta önce de yıkmaya geldilerinde atölyede bulunan gönüllüler duruma itirazlarını dile getirmişler, buna karşılık Fatih Belediyesi talebin yazılı ve resmi bir dilekçe halinde kurumlarına iletilmesi gerektiğini belirtmişlerdi. İmzalı dilekçeyi belediyeye ileten gönüllülerin ve mahalle derneğin çabaları karşısında, belediye söz konusu binanın son ana kadar yıkılmayacağına dair prensip sözü vermişti. Ama belediye, geçtiğimiz Cuma günü, merkeze yine dozerleri gönderek bir kez daha sözünde durmayacağını gösterdi.

Sulukule 2007 yılından bu yana Fatih Belediyesi ve TOKİ işbirliğince hazırlanan dönüşüm projesi kapsamında gerçekleştirilen yıkımlara sahne oluyor. Proje, tarihi Roman mahallesinin ortadan kadırılıp yerine taklit sivil Osmanlı ve Türk mimarisi örneği villalar, bir otel ve bir alışveriş merkezinin de bulunduğu yeni bir alanının inşa edilmesini öngörüyor. Belediyenin projesine karşı çıkan sivil mücadele 2006 yılından bu yana devam ediyor, ancak günümüze değin proje alanındaki 500'ü aşkın binanın yaklaşık 150'si yıkılmış durumda. Yaklaşık 5000 kişi zorunlu yer değiştirmeye maruz kaldı ve kalmaya devam ediyor…

Kaynak: Sulukule Platformu

19 Ocak 2009 Pazartesi

Hrant Dink Anısına Barış Şarkıları


Şevval Sam, iki yıl önce "beyaz bereli bir maşa" tarafından vurularak öldürülen Hrant Dink anısına 22 Ocak Perşembe gecesi Beyoğlu'ndaki Ghetto'da sahne alacak. Gecenin geliri, Hrant Dink Vakfı'na bağışlanacak.


Hrant İçin Adalet İçin


Ghetto Etkinlik Sayfası

Hrant Dink Anısına Barış Şarkıları


Şevval Sam, iki yıl önce "beyaz bereli bir maşa" tarafından vurularak öldürülen Hrant Dink anısına 22 Ocak Perşembe gecesi Beyoğlu'ndaki Ghetto'da sahne alacak. Gecenin geliri, Hrant Dink Vakfı'na bağışlanacak.


Hrant İçin Adalet İçin


Ghetto Etkinlik Sayfası

Hrant Dink Anısına Barış Şarkıları


Şevval Sam, iki yıl önce "beyaz bereli bir maşa" tarafından vurularak öldürülen Hrant Dink anısına 22 Ocak Perşembe gecesi Beyoğlu'ndaki Ghetto'da sahne alacak. Gecenin geliri, Hrant Dink Vakfı'na bağışlanacak.


Hrant İçin Adalet İçin


Ghetto Etkinlik Sayfası

Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma

Doğanın bütünleyicisi olan canlıların en önemli haklarının 'yaşamak' olduğunu savunan ve çalışmalarını bu temel üzerine oturtan Yaşam Hakkına Saygı Platformu, hazırlamış olduğu 'Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma' adlı websitesinde yer verdiği online dilekçelerle duyarlı kişilerin isteklerini yetkili makamlara iletmeyi hedefliyor.




Katılımcı bir anlayışla tasarlanan websitesine ziyaretçiler de dilekçe ekleyebiliyor. Tek şart, bu dilekçelerin doğaya ve onun bir parçası olan canlılara karşı gösterilen olumsuz tutumların ilgili makamlara, uygun bir dil ile bildirilmesi.

Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma

Doğanın bütünleyicisi olan canlıların en önemli haklarının 'yaşamak' olduğunu savunan ve çalışmalarını bu temel üzerine oturtan Yaşam Hakkına Saygı Platformu, hazırlamış olduğu 'Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma' adlı websitesinde yer verdiği online dilekçelerle duyarlı kişilerin isteklerini yetkili makamlara iletmeyi hedefliyor.




Katılımcı bir anlayışla tasarlanan websitesine ziyaretçiler de dilekçe ekleyebiliyor. Tek şart, bu dilekçelerin doğaya ve onun bir parçası olan canlılara karşı gösterilen olumsuz tutumların ilgili makamlara, uygun bir dil ile bildirilmesi.

Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma

Doğanın bütünleyicisi olan canlıların en önemli haklarının 'yaşamak' olduğunu savunan ve çalışmalarını bu temel üzerine oturtan Yaşam Hakkına Saygı Platformu, hazırlamış olduğu 'Sessiz Kalma, Suça Ortak Olma' adlı websitesinde yer verdiği online dilekçelerle duyarlı kişilerin isteklerini yetkili makamlara iletmeyi hedefliyor.




Katılımcı bir anlayışla tasarlanan websitesine ziyaretçiler de dilekçe ekleyebiliyor. Tek şart, bu dilekçelerin doğaya ve onun bir parçası olan canlılara karşı gösterilen olumsuz tutumların ilgili makamlara, uygun bir dil ile bildirilmesi.

13 Ocak 2009 Salı

Tek Çekimlik İstanbul


Yalnızca tek kare fotoğrafınızın çekileceğini söyleseler duruşunuzu, bakışınızı ya da ifadenizi nasıl vermek isterdiniz? Fotoğrafta net olarak görünmeyi mi yoksa parçalı bir ışıklandırmayla gizemli bir havaya bürünmeyi mi tercih ederdiniz? Bu sorular üzerinde henüz düşünmediyseniz acele etmenizi öneririz, çünkü fotoğraf sanatçısı Alexander Berg'in New York ve Pekin'de gerçekleştirdiği 'One Shot' projesinin İstanbul ayağı nedeni ile Aralık sonundan bu yana Yeditepe sınırları dahilinde olduğu gelen bilgiler arasında!


18 Ocak'a kadar sürecek çekimlere katılmak isterseniz yolunuzu 13:30-20:00 saatleri arasında İstiklal caddesi'ndeki Rumeli Han'a düşürün. Bu projede kullanılan filmlerin dahi artık üretilmeyeceğini ve fotoğrafçının size uygun gördüğü estantane ayarı ile o anlık ruh halinizin yansıyacağı tek bir fotoğrafınız olacağını bilmek bile hoş bir duygu doğrusu!


Ayrıntılı bilgi için Contemprorary Istanbul

Alexander Berg

Tek Çekimlik İstanbul


Yalnızca tek kare fotoğrafınızın çekileceğini söyleseler duruşunuzu, bakışınızı ya da ifadenizi nasıl vermek isterdiniz? Fotoğrafta net olarak görünmeyi mi yoksa parçalı bir ışıklandırmayla gizemli bir havaya bürünmeyi mi tercih ederdiniz? Bu sorular üzerinde henüz düşünmediyseniz acele etmenizi öneririz, çünkü fotoğraf sanatçısı Alexander Berg'in New York ve Pekin'de gerçekleştirdiği 'One Shot' projesinin İstanbul ayağı nedeni ile Aralık sonundan bu yana Yeditepe sınırları dahilinde olduğu gelen bilgiler arasında!


18 Ocak'a kadar sürecek çekimlere katılmak isterseniz yolunuzu 13:30-20:00 saatleri arasında İstiklal caddesi'ndeki Rumeli Han'a düşürün. Bu projede kullanılan filmlerin dahi artık üretilmeyeceğini ve fotoğrafçının size uygun gördüğü estantane ayarı ile o anlık ruh halinizin yansıyacağı tek bir fotoğrafınız olacağını bilmek bile hoş bir duygu doğrusu!


Ayrıntılı bilgi için Contemprorary Istanbul

Alexander Berg

Tek Çekimlik İstanbul


Yalnızca tek kare fotoğrafınızın çekileceğini söyleseler duruşunuzu, bakışınızı ya da ifadenizi nasıl vermek isterdiniz? Fotoğrafta net olarak görünmeyi mi yoksa parçalı bir ışıklandırmayla gizemli bir havaya bürünmeyi mi tercih ederdiniz? Bu sorular üzerinde henüz düşünmediyseniz acele etmenizi öneririz, çünkü fotoğraf sanatçısı Alexander Berg'in New York ve Pekin'de gerçekleştirdiği 'One Shot' projesinin İstanbul ayağı nedeni ile Aralık sonundan bu yana Yeditepe sınırları dahilinde olduğu gelen bilgiler arasında!


18 Ocak'a kadar sürecek çekimlere katılmak isterseniz yolunuzu 13:30-20:00 saatleri arasında İstiklal caddesi'ndeki Rumeli Han'a düşürün. Bu projede kullanılan filmlerin dahi artık üretilmeyeceğini ve fotoğrafçının size uygun gördüğü estantane ayarı ile o anlık ruh halinizin yansıyacağı tek bir fotoğrafınız olacağını bilmek bile hoş bir duygu doğrusu!


Ayrıntılı bilgi için Contemprorary Istanbul

Alexander Berg

12 Ocak 2009 Pazartesi

'Kaset' dönmeye başlıyor

Beyoğlu, kendine özgü tarzı ile basit bir mekandan fazlasını sunmayı hedefleyen bir buluşma noktasına kavuşuyor: 'Kaset Cafe & Bar' 16 Ocak Cuma günü açılıyor.


'Kaset'in müzikal yelpazesi 60'lı yıllardan günümüze dek uzanıyor ve pop müzikten dans müziğine, Latin Jazz'dan nostaljiye uzanan özel bir seçki sunuyor. Bir mekana kendine özgü kişiliğini kazandıran canlı performans ve etkinlikler de Kaset'in bir parçası haline gelmek için gün sayıyor.


'Kaset', Beyoğlu'nun geleneksel eğlence anlayışına farklı bir soluk getirmek gibi az biraz klişe bir tabirle yola çıksa da, uygun fiyat politikası, kendine özgü dekorasyonu ve deneyimli kadrosu ile İstanbul'un 'yaşayan' mekanlarından biri olmayı hedefliyor.

Adres: İmam Adnan Sok. No: 16 Beyoğlu

Tel: 0212 244 05 43

'Kaset' dönmeye başlıyor

Beyoğlu, kendine özgü tarzı ile basit bir mekandan fazlasını sunmayı hedefleyen bir buluşma noktasına kavuşuyor: 'Kaset Cafe & Bar' 16 Ocak Cuma günü açılıyor.


'Kaset'in müzikal yelpazesi 60'lı yıllardan günümüze dek uzanıyor ve pop müzikten dans müziğine, Latin Jazz'dan nostaljiye uzanan özel bir seçki sunuyor. Bir mekana kendine özgü kişiliğini kazandıran canlı performans ve etkinlikler de Kaset'in bir parçası haline gelmek için gün sayıyor.


'Kaset', Beyoğlu'nun geleneksel eğlence anlayışına farklı bir soluk getirmek gibi az biraz klişe bir tabirle yola çıksa da, uygun fiyat politikası, kendine özgü dekorasyonu ve deneyimli kadrosu ile İstanbul'un 'yaşayan' mekanlarından biri olmayı hedefliyor.

Adres: İmam Adnan Sok. No: 16 Beyoğlu

Tel: 0212 244 05 43

'Kaset' dönmeye başlıyor

Beyoğlu, kendine özgü tarzı ile basit bir mekandan fazlasını sunmayı hedefleyen bir buluşma noktasına kavuşuyor: 'Kaset Cafe & Bar' 16 Ocak Cuma günü açılıyor.


'Kaset'in müzikal yelpazesi 60'lı yıllardan günümüze dek uzanıyor ve pop müzikten dans müziğine, Latin Jazz'dan nostaljiye uzanan özel bir seçki sunuyor. Bir mekana kendine özgü kişiliğini kazandıran canlı performans ve etkinlikler de Kaset'in bir parçası haline gelmek için gün sayıyor.


'Kaset', Beyoğlu'nun geleneksel eğlence anlayışına farklı bir soluk getirmek gibi az biraz klişe bir tabirle yola çıksa da, uygun fiyat politikası, kendine özgü dekorasyonu ve deneyimli kadrosu ile İstanbul'un 'yaşayan' mekanlarından biri olmayı hedefliyor.

Adres: İmam Adnan Sok. No: 16 Beyoğlu

Tel: 0212 244 05 43

9 Ocak 2009 Cuma

Fairuz Derin Bulut: Emaneten Değil, Yürekten Arabesk



Aylar, aylar önceydi, Fairuz Derin Bulut denen saykodelik manyaklar yüzünden Santralistanbul'un çimenlerinde ayağımı çatlatmış ve böylece ayağımdaki iki tonluk alçıya ve elimin hamuruna bakmadan İstanbul'da engelli asansörüne binen ne kadar beyinsiz varsa hepsiyle dalaşma olanağı bulmuştum. Hala bilmem kaç yerimden bıçaklanmamışsam eğer, daha yaşayacak çilem olmasından sebeptir.


Beni bir ay boyunca acımasız İstanbul sokaklarında helak eden Fairuz Derin Bulut'un Bergen dahil olmak üzere bir dönemin mühim arabeskçilerine selam eden yeni albümleri Doublemoon'dan ocak ayı başında çıkıçıkıvermiş. Diyorlar ki, biz bu şarkıları öyle emaneten, dostlar alışverişte görsün diye söylemedik. Arabeskin arabesk olduğu zamanlara, radyolara, pavyon ışıkları ile tıklım tıkış ilerleyen minübüslere, Unkapanı plakçılar çarşısına, Eminönü'ndeki kaset tezgahlarına bir selam göndermek, o zamanların nağmelerine yüreklice sahip çıkalım istedik.


Başıma açtıkları onca derde rağmen, önce Bergen'in, sonra güzel arabeskin ve güzel kafalı insanlar olmalarının hatırına... Karşınızda Ali Tekinküre'nin sanatına hürmeten: Fairuz Derin Bulut ve yeni albümleri 'Arabesk'.


We are all Myspace: http://www.myspace.com/fairuzderinbulut

Fairuz Derin Bulut: Emaneten Değil, Yürekten Arabesk



Aylar, aylar önceydi, Fairuz Derin Bulut denen saykodelik manyaklar yüzünden Santralistanbul'un çimenlerinde ayağımı çatlatmış ve böylece ayağımdaki iki tonluk alçıya ve elimin hamuruna bakmadan İstanbul'da engelli asansörüne binen ne kadar beyinsiz varsa hepsiyle dalaşma olanağı bulmuştum. Hala bilmem kaç yerimden bıçaklanmamışsam eğer, daha yaşayacak çilem olmasından sebeptir.


Beni bir ay boyunca acımasız İstanbul sokaklarında helak eden Fairuz Derin Bulut'un Bergen dahil olmak üzere bir dönemin mühim arabeskçilerine selam eden yeni albümleri Doublemoon'dan ocak ayı başında çıkıçıkıvermiş. Diyorlar ki, biz bu şarkıları öyle emaneten, dostlar alışverişte görsün diye söylemedik. Arabeskin arabesk olduğu zamanlara, radyolara, pavyon ışıkları ile tıklım tıkış ilerleyen minübüslere, Unkapanı plakçılar çarşısına, Eminönü'ndeki kaset tezgahlarına bir selam göndermek, o zamanların nağmelerine yüreklice sahip çıkalım istedik.


Başıma açtıkları onca derde rağmen, önce Bergen'in, sonra güzel arabeskin ve güzel kafalı insanlar olmalarının hatırına... Karşınızda Ali Tekinküre'nin sanatına hürmeten: Fairuz Derin Bulut ve yeni albümleri 'Arabesk'.


We are all Myspace: http://www.myspace.com/fairuzderinbulut

Fairuz Derin Bulut: Emaneten Değil, Yürekten Arabesk



Aylar, aylar önceydi, Fairuz Derin Bulut denen saykodelik manyaklar yüzünden Santralistanbul'un çimenlerinde ayağımı çatlatmış ve böylece ayağımdaki iki tonluk alçıya ve elimin hamuruna bakmadan İstanbul'da engelli asansörüne binen ne kadar beyinsiz varsa hepsiyle dalaşma olanağı bulmuştum. Hala bilmem kaç yerimden bıçaklanmamışsam eğer, daha yaşayacak çilem olmasından sebeptir.


Beni bir ay boyunca acımasız İstanbul sokaklarında helak eden Fairuz Derin Bulut'un Bergen dahil olmak üzere bir dönemin mühim arabeskçilerine selam eden yeni albümleri Doublemoon'dan ocak ayı başında çıkıçıkıvermiş. Diyorlar ki, biz bu şarkıları öyle emaneten, dostlar alışverişte görsün diye söylemedik. Arabeskin arabesk olduğu zamanlara, radyolara, pavyon ışıkları ile tıklım tıkış ilerleyen minübüslere, Unkapanı plakçılar çarşısına, Eminönü'ndeki kaset tezgahlarına bir selam göndermek, o zamanların nağmelerine yüreklice sahip çıkalım istedik.


Başıma açtıkları onca derde rağmen, önce Bergen'in, sonra güzel arabeskin ve güzel kafalı insanlar olmalarının hatırına... Karşınızda Ali Tekinküre'nin sanatına hürmeten: Fairuz Derin Bulut ve yeni albümleri 'Arabesk'.


We are all Myspace: http://www.myspace.com/fairuzderinbulut

8 Ocak 2009 Perşembe

Seks Sells, Seks Sellmezse Araba Sells

Seks Sells, Seks Sellmezse Araba Sells

Seks Sells, Seks Sellmezse Araba Sells

3 Ocak 2009 Cumartesi

MEDİZ Tarafından Türkiye Medyasına Önerilmek Üzere: Zekasına Güvenen 50 Erkek Mizahçı Aranıyor!


Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ)’in çağrısına destek vermekle birlikte, Türkiye’de adına ‘kadın’ denen kesimin sünepeliği ve aşağıda sözü geçen programlarda aşağılanan kadınların bundan gayet mutlu görünüyor olması da gözardı edilemez. 'Cinsiyetçiliğe Son' çağrısı, ancak ve ancak bundan en fazla muzdarip olan kadınların sahiplenmesi ile mümkün. Taksim meydanında uğradığı tacizi gülerek ve ağzını yayarak anlatan ve gereğini yapmadan kırıtarak olay yerinden uzaklaşan kadın temsili ise bunu başarmak için uzun bir süre geçeceğinin açık göstergesi gibi gözüküyor.


MEDİZ Tarafından Türkiye Medyasına Önerilmek Üzere: Zekasına Güvenen 50 Erkek Mizahçı Aranıyor!


Sarışın dendi mi aklına kadın, kadın dendi mi porno gelmeyen, tacizin, tecavüzün, aşağılamanın, dayağın komik değil zulüm olduğunu bilen, kadın erkek, her kiloda, her yaşta insanla barışık ama ergenlikte edindiği fikir ve bilgileri eleştirebilen… Bütün sarışınları kadın, erkek olduğu için kendisini akıllı sanmayan, çoğu belden aşağı küfürler etmeden eleştiri ve mizah yapabilen, zekasını kullanabilen mizahçılar aranıyor.


50 Mizahçı, Programcı ve Sunucu Aranıyor!


Acilen arıyoruz çünkü 1 erkeğe Karşı 50 sarışın kadının yarıştığı Mehmet Ali Erbil’le 50 Sarışın gibi programlara mahkum olmaktan bıktık. Tümü değilse de Mehmet Ali Erbil, Fatih Aksoy gibi programcı-sunucu-mizahçı erkeklerin konu, konuk, konu mankeni kadınları taciz etmelerine, aşağılamalarına artık seyirci ve ortak olmak istemiyoruz.


Mizahçı, Programcı, Sunucu Adaylarınızı Bekliyoruz!


Siz de medyada süre giden cinsiyetçilikten bıktıysanız, lütfen bu çağrıya yanıt vererek adaylığınızı ya da adaylarınızı mediz@mediz.org adresine acilen iletiniz…

MEDİZ Tarafından Türkiye Medyasına Önerilmek Üzere: Zekasına Güvenen 50 Erkek Mizahçı Aranıyor!


Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ)’in çağrısına destek vermekle birlikte, Türkiye’de adına ‘kadın’ denen kesimin sünepeliği ve aşağıda sözü geçen programlarda aşağılanan kadınların bundan gayet mutlu görünüyor olması da gözardı edilemez. 'Cinsiyetçiliğe Son' çağrısı, ancak ve ancak bundan en fazla muzdarip olan kadınların sahiplenmesi ile mümkün. Taksim meydanında uğradığı tacizi gülerek ve ağzını yayarak anlatan ve gereğini yapmadan kırıtarak olay yerinden uzaklaşan kadın temsili ise bunu başarmak için uzun bir süre geçeceğinin açık göstergesi gibi gözüküyor.


MEDİZ Tarafından Türkiye Medyasına Önerilmek Üzere: Zekasına Güvenen 50 Erkek Mizahçı Aranıyor!


Sarışın dendi mi aklına kadın, kadın dendi mi porno gelmeyen, tacizin, tecavüzün, aşağılamanın, dayağın komik değil zulüm olduğunu bilen, kadın erkek, her kiloda, her yaşta insanla barışık ama ergenlikte edindiği fikir ve bilgileri eleştirebilen… Bütün sarışınları kadın, erkek olduğu için kendisini akıllı sanmayan, çoğu belden aşağı küfürler etmeden eleştiri ve mizah yapabilen, zekasını kullanabilen mizahçılar aranıyor.


50 Mizahçı, Programcı ve Sunucu Aranıyor!


Acilen arıyoruz çünkü 1 erkeğe Karşı 50 sarışın kadının yarıştığı Mehmet Ali Erbil’le 50 Sarışın gibi programlara mahkum olmaktan bıktık. Tümü değilse de Mehmet Ali Erbil, Fatih Aksoy gibi programcı-sunucu-mizahçı erkeklerin konu, konuk, konu mankeni kadınları taciz etmelerine, aşağılamalarına artık seyirci ve ortak olmak istemiyoruz.


Mizahçı, Programcı, Sunucu Adaylarınızı Bekliyoruz!


Siz de medyada süre giden cinsiyetçilikten bıktıysanız, lütfen bu çağrıya yanıt vererek adaylığınızı ya da adaylarınızı mediz@mediz.org adresine acilen iletiniz…

MEDİZ Tarafından Türkiye Medyasına Önerilmek Üzere: Zekasına Güvenen 50 Erkek Mizahçı Aranıyor!


Kadınların Medya İzleme Grubu’nun (MEDİZ)’in çağrısına destek vermekle birlikte, Türkiye’de adına ‘kadın’ denen kesimin sünepeliği ve aşağıda sözü geçen programlarda aşağılanan kadınların bundan gayet mutlu görünüyor olması da gözardı edilemez. 'Cinsiyetçiliğe Son' çağrısı, ancak ve ancak bundan en fazla muzdarip olan kadınların sahiplenmesi ile mümkün. Taksim meydanında uğradığı tacizi gülerek ve ağzını yayarak anlatan ve gereğini yapmadan kırıtarak olay yerinden uzaklaşan kadın temsili ise bunu başarmak için uzun bir süre geçeceğinin açık göstergesi gibi gözüküyor.


MEDİZ Tarafından Türkiye Medyasına Önerilmek Üzere: Zekasına Güvenen 50 Erkek Mizahçı Aranıyor!


Sarışın dendi mi aklına kadın, kadın dendi mi porno gelmeyen, tacizin, tecavüzün, aşağılamanın, dayağın komik değil zulüm olduğunu bilen, kadın erkek, her kiloda, her yaşta insanla barışık ama ergenlikte edindiği fikir ve bilgileri eleştirebilen… Bütün sarışınları kadın, erkek olduğu için kendisini akıllı sanmayan, çoğu belden aşağı küfürler etmeden eleştiri ve mizah yapabilen, zekasını kullanabilen mizahçılar aranıyor.


50 Mizahçı, Programcı ve Sunucu Aranıyor!


Acilen arıyoruz çünkü 1 erkeğe Karşı 50 sarışın kadının yarıştığı Mehmet Ali Erbil’le 50 Sarışın gibi programlara mahkum olmaktan bıktık. Tümü değilse de Mehmet Ali Erbil, Fatih Aksoy gibi programcı-sunucu-mizahçı erkeklerin konu, konuk, konu mankeni kadınları taciz etmelerine, aşağılamalarına artık seyirci ve ortak olmak istemiyoruz.


Mizahçı, Programcı, Sunucu Adaylarınızı Bekliyoruz!


Siz de medyada süre giden cinsiyetçilikten bıktıysanız, lütfen bu çağrıya yanıt vererek adaylığınızı ya da adaylarınızı mediz@mediz.org adresine acilen iletiniz…

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Best Web Hosting Coupons